BİR RUTİNİN OLSUN!

Siz de şimdiye kadar cilt bakımınızda bir rutin tutturamadıysanız, ürünleri alıp alıp bir süre sonra bir köşede unuttuysanız ya da düzenli kullanmadığınız için ziyan ettiyseniz, bilin ki yalnız değilsiniz. Birçok kişi cildini tanımadan, ihtiyacının ne olduğunu bilmeden, rastgele ya da eşten dosttan duyduğu ürünleri alıyor ve çoğunlukla da etkisini göremiyor. Oysa doğru ürünlerle buluştuğunuzda cildinizdeki etkisini görecek ve nasıl da motive olduğunuza şaşacaksınız.

Editör: Begüm Güzel Güngör

Gelin bugün, kendimize nasıl bir cilt bakımı rutini oluşturabiliriz, onu inceleyelim. Ama öncelikle şu konuda anlaşalım: Temel cilt bakımı, esasen cilt sağlığımız için hepimizin uygulaması gereken adımları anlatır ve güzelliğe/süse düşkün olmakla alakası yoktur. Derimiz bizim en büyük ve dış etkilere/tehlikelere en çok göğüs germek zorunda kalan organımız. Tüm vücudumuzu koruyor ve bizi bir arada tutuyor. Onun sağlıklı olmak ve kendi mekanizmalarını düzgün çalıştırabilmek için 3 temel ihtiyacı var:

  1. Temizlik
  2. Nemlendirme
  3. Güneşten korunma
  1. TEMEL CİLT BAKIMI/SAĞLIĞI RUTİNİ:

Tüm rutinleri bu temelin üstüne kuracağız, temeli oturttuktan sonra ihtiyacımıza göre eklemelerimizi yapacağız.

Ürün sıralamasının mantığı şöyle çalışacak:

☀️🌛temizle: temizleme yağı ve yıkama jeli/sütü

☀️🌛eksfoliye et: peeling etkili tonik, serum ya da maskeler 

☀️🌛tedavi et/onar: belirli etken maddelerine sahip serum ya da ampuller 

☀️🌛nemlendir: nemlendirici serum ya da krem, losyon, jeller

☀️   koru: güneş koruyucular

Temizlik:

Cildimizi gün içinde maruz kaldığı kirden, yağdan, havadaki kirliliğin ve kullanılan ürünlerin kalıntılarından iyi bir şekilde arındırmazsak hem bunlar gözeneklerde birikip tıkanmaya ve dolayısıyla akne vb problemlere sebep olabilir hem de derimiz, doğal yenilenme ve arınma mekanizmasını verimli bir şekilde çalıştıramaz. Özellikle akşamları cildimizi derinlemesine temizlemek, cildimizin ölü deri tabakasından kurtulup yenilenerek, doğal, sağlıklı ışıltısını koruması için çok önemlidir. Dikkat edilmesi gereken nokta, temizlik aşamasında sert ya da agresif ürünlerle cildin doğal yağ dengesini bozmamak. Cildin üzerindeki yağ tabakası, tıpkı bir mobilyanın üzerindeki cila gibi onu dış darbelere karşı korur. O yüzden hedefimiz, bu yağ tabakasını yok edip cildi gıcır gıcır yapmak değil, sadece üzerindeki fazla kiri arındırmak olmalı.

Mecburiyet diyemem ama, özellikle makyaj ve güneş kremlerini en nazik ve etkin şekilde temizlemek için önce kuru cilde bir temizleme yağı, sonra da ıslak cilde bir yıkama jeli/köpüğü uygulayarak çift aşamalı temizlik yapmayı tavsiye ediyorum.

Uygulama için önemli noktalar:

  1. Yüzünüzü yıkarken suyun çok sıcak ya da soğuk olmamasına dikkat edin. Özellikle sabahları sıcak suyla duş alırken duşta cilt temizliği yapmak, ciltte kurumaya sebep olacaktır.
  2. Yüzünüzü yıkadıktan sonra 15 dk beklediğinizde yüzünüz kurumayacak ve gerilme olmayacak. Eğer öyleyse kullandığınız ürün cildinize sert geliyor demektir. Sabahları daha nazik bir ürün, akşamları daha etkin bir ürün de kullanabilirsiniz. Cildiniz kuruysa ve sabah uyandığınızda hiçbir yağlanma ya da geceden kalma ürün kalıntısı hissetmiyorsanız, yüzünüzü sadece suyla da yıkayabilirsiniz.
  3. Yıkama jellerini ıslak cilde ve önce elimizde güzelce köpürterek uygulamak daha nazik bir deneyim sunar ve hassas ciltlerin tahriş riskini azaltır. Ürünü bol suyla ciltten güzelce arındırmayı da unutmayalım; bazı jeller kolay arınmıyor.

Nemlendirme:

Cildi nemlendirmenin öncelikli amacı, su kaybının önüne geçerek cilt bariyerinin kırılganlaşıp herhangi bir etkenle hasar almasını önlemektir. Cilt bariyeriniz hasar gördüğünde derinin alt katmanlarındaki su, oluşan çatlaktan dışarı kaçar ve cilt hızla kurumaya başlar; dışarıdan içeriye de istemediğimiz mikrop, bakteri ve alerjen maddeler sızarak enflamasyona yol açar. Diğer yandan cildin dış yüzeyi yeterli oranda suya sahip olmadığında, ölü hücrelerin birbirinden ayrılarak dökülmesini sağlayan enzimler aktifleşemeyeceği için hücre döngüsü süreci de sekteye uğrar. Nemsiz, kuru ciltte ince çizgi ve kırışıklar da kendini hızla belli edecektir. Bu nedenlerle en yağlı cilt tipine sahip insanın bile her gün mutlaka cildini nemlendirmesi gerekir. Her cilt tipine göre nemlendirici ürün farklıdır, illa krem form olması gerekmiyor; jel, losyon, serum, tonik, essence vb farklı formlar olabilir.

Ürün seçimi ve uygulamada önemli noktalar:

  1. Nemlendirici ürün seçerken, içinde bariyer onarımına destek olan, cilde nem veren ve nemi hapseden içeriklerin bir arada olmasına dikkat edin. Özellikle 40’lı yaşlardan sonra deri hücrelerini bir arada tutan seramit seviyesi önemli ölçüde azalıyor ve cilt bariyerinin bütünlüğü tehlikeye giriyor. O nedenle ürünlerle bunları telafi etmemiz gerek.

Bariyer onarıcı içeriklere örnekler: gliserin, seramitler, petrolatum (vazelin), yağ asitleri (oleik, linoleik asit vb), shea yağı, üre, squalane, hyalüronik asit, niasinamid, jojoba yağı, sodyum PCA, pantenol

Nem veren içeriklere örnekler: gliserin, termal su, üre, hyalüronik asit, sorbitol, allantoin, bal, 

Nemi hapseden içeriklere örnekler: mineral yağ, kakao yağı, shea yağı, parafin, balmumu, lanolin, dimetikon

  • Cilde daha uzun süreli nem desteği sağlayabilmek için, özellikle kuru ciltlerde ve nemin düşük olduğu ortamlarda nemlendirici ürün uygulamadan önce cildin hafif nemli/ıslak olması ve bu nemin de cilde emdirilip üzeri kaplanarak buraya hapsedilmesi etkili bir yöntemdir ve nemlendirici ürün içindeki nem çekici maddelerin cildin alt katmanlarındaki suyu yüzeye çekip cildi daha da kurutmasına engel olur. Nemi tutmakta çok zorlanan yıpranmış ciltlerde, önce nem verici özelliği yüksek bir nemlendirici, üzerine nem hapsetme özelliği yüksek bir bariyer kremi uygulamak da çok iyi sonuç verir.

Güneşten korunma:

Kapsamlı SPF dosyamızda en ince detayına kadar anlattığım için şimdi tekrarlamayacağım ama cildinizin yapısal bozulmaya uğrayıp zamanından önce kırışmasını, elastikiyetini kaybetmesini ve pigmentasyon problemleriyle karşı karşıya kalmayı istemiyorsanız, evde olsanız dahi her gün sabah rutininizin sonunda güneş koruyucunuzu kullanmanız gerekiyor. Araştırmalar bize, yaşlanma belirtilerinin %80 gibi çok büyük bir oranının güneş hasarından kaynaklandığını gösteriyor.

Zengin içerikli ürünler cildi besler, iyi
beslenen cilt sağlıklı olur. Özellikle serum ve
maskelerde konsantre içeriklere rastlamak
daha kolaydır.

Ürün seçimi ve uygulamada önemli noktalar:

  1. Ürünün UVA+UVB koruması sağladığından emin olun.
  2. Üzerindeki SPF değerine ulaşmak için 2 mg/cm2 yani işaret ve orta parmağınızı kaplayacak kadar miktarda ürünü yüzünüze, kulaklarınıza ve boynunuza, eşit bir tabaka oluşacak şekilde yedirin.
  3. Güneş kreminizi, dışarıda vakit geçirecekseniz 2-3 saatte bir mutlaka yenileyin ki o koruyucu tabaka bütünlüğünü koruyabilsin.
  4. Rahat kullanım için cilt tipinize uygun formda (krem, losyon, jel, sıvı vb) ürün seçin ve en rahat ettiğiniz ürünü bulana kadar deneyin, vazgeçmeyin.

2. HEDEFE ya da ŞİKAYETE NELİK CİLT BAKIMI RUTİNİ: 

Cildimizin iyi anlaştığı ürünlerle temel rutinimizi oluşturup bir süre kullanarak oturttuktan sonra, şimdi sıra, ele almak istediğimiz problemlere geldi. İhtiyacımız neyse, bundan sonraki ürünleri o ihtiyaca cevap verecek şekilde seçeceğiz. Başlıca şikayetlere yönelik örneklere ve izlenecek yollara bakalım:

  • Sağlıklı yaşlanma: Güneşin zararlı etkilerinden korunurken en önemli silahımız güneş kremiyse, kalkanımız da antioksidanlar! UV ışınlarının cildimizde açığa çıkardığı serbest radikal adı verilen aşırı reaktif oksijen moleküllerinin, serseri mayın gibi etrafa saldırıp sağlıklı hücrelerin elektronlarını koparmaya çalışmasına ancak antioksidanlar engel olabiliyor. Kendileri onlara elektron vererek işi tatlıya bağlıyor ve cildimizin daha fazla hasar almadan mevcut halini korumasına yardımcı oluyorlar. Bu şekilde oksidatif stres oluşumunu önleyici etkiye sahip birçok antioksidan madde var. En basitinden E vitamini, birçok cilt bakımı ürününün içinde bulunuyor. Ama hem antioksidan etki yapan hem leke/cilt aydınlatan hem de kolajen sentezini uyaran C vitamini, çok yönlü oluşuyla öne çıkıyor. Hedefimiz bu etkilerle örtüşüyorsa, rutine kaliteli bir C vitamini serumu eklemek iyi bir strateji. 

Ürün seçimi ve uygulamada önemli noktalar:

  1. Ne yazık ki biraz nazlı bir içerik; cilde uygun dozajda olması, doğru ve etkili bir C vitamini formunu içermesi, oksitlenmeyecek şekilde iyi formüle edilmiş olması, ışık ve hava almayacak şekilde (opak ambalajda) muhafaza edilmesi vb dikkat edilmesi gereken noktaları var. Bunlara uygun bir ürün alamıyorsanız, hiç almayın. Başka antioksidan içeriklere bakın.
  • Kuru/nemsiz cilt: Bunun birçok nedeni olabilmekle birlikte, en yaygın nedeni cilt tipine uygun olmayan temizlik ve nemlendirme ürünleri kullanmak ve ürünleri doğru uygulamamak. Bunlar doğru olduğu halde şikayet varsa, daha fazla nem desteği sağlayacak tonik, serum, maske vb ürünleri rutininize ekleyebilirsiniz. Yukarıda Cildin nem seviyesini yükseltmek için sadece nemlendirici sürmek yetmez. Doğru asitlerle peeling yaparak dıştaki ölü tabakadan etkili şekilde kurtulmak ve asitlerin nem tutma özelliğinden de faydalanmak gerekir. Ama örneğin nemsizlik probleminiz yoksa ve yaşlanma etkilerine karşı bakım yapmak istiyorsanız illa hyalüronik asit serumu kullanmanız şart değil.
  • Yağlı cilt: Gereğinden fazla salgılanan sebum dengelenmezse gözeneklerde birikip burayı tıkayabilir ve akne oluşumuna sebep olabilir. Öncelikle çok sert olmayan bir yıkama jeliyle buna engel olmak, sonrasında da cildi kurutmadan, gün içindeki sebum salgısını dengelemeye çalışmak gerekir. Retinoidler, niacinamide, salisilik asit (BHA), yeşil çay, centella (cica) vb içeriklere bakabilirsiniz.
  • Donuk/cansız cilt: Cildiniz yeterince nem alamıyorsa ölü deri hücrelerini etkin bir şekilde döküp kendini yenileyemez. Zaten yaşla beraber hücre yenilenme döngüsü uzarken, bir de siz cildinizi iyi temizlemez ve nemsiz bırakırsaız, dökemediğiniz ölü hücreler cilt yüzeyinizde birikmeye başlar. Sonuç olarak da mat, cansız, kaba ve ton eşitsizliğine sahip bir cilt görünümü oluşur. Bunu önlemek için belirli aralıklarla peeling yapmak gerekiyor. Rutininize, cilt tipinize uygun bir kimyasal peeling toniği/serumu, enzim temizleyici ya da enzim maskesi ekleyebilirsiniz.

  • Kırışıklar/çizgiler: Yaşlanma etkilerini geciktirecek ve azaltacak şekilde bakım yapmak istiyorsanız, amacınız cildin hücre döngüsünü hızlandırmak ve alttan daha seri şekilde taze cilt katmanları üretmek, aynı zamanda da dış yüzeydeki problemli ölü tabakaları atarak cildin yüzeyde hep taze görünmesini sağlamak olmalı. Sizce bunu sadece gündüz kremi/gece kremi kullanarak yapabilir misiniz? Çözümü yanlış yerlerde aramayın: içinde etkin dozda retinoid, peptit, C vitamini (askorbik asit), AHA, BHA ya da PHA gibi kimyasal peeling asitleri gibi “aktifler” bulunmayan bir ürünün “anti-aging” etkisi sizin cildinizi mahrum kaldığı nem seviyesine getirmek ve antioksidanlarla mevcut halini korumasına yardım etmekten öteye geçemez. Hedefiniz hangisiyse ona göre içeriklere yöneleceksiniz ya da beklentiniz sınırlıysa boşuna çok fazla para vermeyeceksiniz. Nivea krem hiç de kötü değildir; nem veren ve hapseden içeriklere sahiptir.

Ürün seçimi ve uygulamada önemli noktalar:

  1. Üzerinde en çok bilimsel araştırma yapılmış ve çizgi ve kırışıklar üzerindeki etkisi kanıtlanmış olduğu için, yaşlanma etkilerine karşı en güçlü seçenek retinoidlerdir. İyi bir retinol ya da retinaldehit serumu bize çok güzel sonuçlar verip cildimizi yenileyebilir.
  2. Aktif içerikleri kullanmaya başlarken cilt tipinizi göz önünde bulundurarak düşük dozlu ürünler seçip haftada 1-2 gibi kullanım sıklığıyla bunları cilde nazikçe tanıtmak önemlidir. Cilt alıştıkça, ihtiyaca göre dozaj yavaş yavaş artırılabilir.
  3. Bu aktifler hücre döngüsünü hızlandırdığı, kollajen üretimini uyardığı için cildin yenilenirken tahriş olmaması için yüzeyin hep nemli kalması, yani cildin iyi bir şekilde nem desteği alması önemli.
  4. Alttan çıkardığımız taze cilt katmanlarının aynı zamanda savunmasız olduklarını unutmadan güneş korumasına çok önem vermek gerekiyor, aksi halde o savunmasız cilt hızla leke problemi geliştirebilir.
  • Gözenek/siyah nokta: Cildiniz yapısı gereği her zaman gözenekli idiyse, hep öyle kalacaktır. Doğru ürün ve uygulamalarla optimize edebilir ama yok edemezsiniz ne yazık ki. Ama sonradan böyle olduysa, ya iyi temizlenmediği için gözeneklerde birikim olup genişliyordur ya cilt elastikiyetini kaybetmeye başlamıştır ya da ikisi de olmuştur. Çözüm için çift aşamalı temizliğin beraberinde salisilik asit yani BHA içeren (tercihen %2) bir serum/tonik ve haftada bir kil maskesi yapılabilir. Derinlemesine temizlenen gözenekler, cilt sıkılaştırıcı ürünlerin de yardımıyla biraz daha toparlanacaktır ve siyah nokta görünümü de azalacaktır. Unutmayın; siyah nokta dediğimiz şey aslında gözeneklerin içeriğinin oksitlenmesi olduğu için yapabileceğiniz en iyi şey yine güneş kremi kullanarak bu oksitlenmeyi engellemektir.

  • Leke problemi: Aşırı melanin üretimi sonucu oluşan pigmentasyon bozukluğu ve melaninin cilt yüzeyinde kalıcı olarak yerleşmesi leke olarak tanımlanır. Cilt lekelerinin güneş, hormon, travma, ilaç tedavisi vb birçok kaynağı olabilir. Doğru mücadele için en iyi strateji karşınızdakini tanımak olduğu için, bir doktor muayenesiyle lekenin kaynağının doğru tespit edilmesi ve uygun yöntemin belirlenmesi gerekir. Melanin alt tabakadan üretilip yüzeye transfer edildiği ve burada kalıcı hale geldiği için, lekeyle mücadelede önce melanin üretiminin tetiklenmemesi için güneş koruması, antioksidanlarla korumanın güçlendirilmesi ve enflamasyonun engellenmesi, sonra sırasıyla melanin üretiminin ve yüzeye transferinin baskılanması, hücre döngüsü hızlandırılıp yüzeyden eksfoliasyon yaparak da lekenin renginin açılması gerekir. Lazer gibi tedaviler de yüzeydeki melanini parçalamayı hedefler. Leke döngüsünü hedefleyen başlıca içerikler: askorbik asit, traneksamik asit, kojik asit, meyankökü, azelaik asit, niasinamid, resveratrol, n-asetil glukozamin, alfa arbutin, hidrokinon, glikolik asit, mandelik asit, laktik asit.

Ürün seçimi ve uygulamada önemli noktalar:

Bunlara dikkat edin 

  1. Leke probleminde yüzeyin altında ne kadar ve ne derinlikte pigmentasyon bozukluğu olduğu belirleyicidir. Bunun için özel cihazlarla cilt analizi yaptırmak ve durumu bütünüyle görmek, mücadeleye başlamadan önce size çok yardımcı olacaktır. 
  2. Sağdan soldan duyulan ev tipi çözümlerle kalıcı sonuç almanız çok zordur, üstelik limon vb asidik maddelerin kullanımında dozaj bilinmediği için ciltte kimyasal yanık oluşması ya da cilt bariyerinin zarar görmesi riski vardır.
  3. Lekenin derinliğine ve yoğunluğuna göre sonuç alma süresi değişiklik gösterebilir. Bazen bir ayda, bazen bir yılda etki görebilirsiniz. Önemli olan doğru yöntem ve istikrardır.
  • Rutin oluşturmak üzere ürün seçmeden önce cildinizi tanıdığınızdan emin olun ve bir ürünü satın almadan önce cildinize uygun olup olmadığına bakın.

  • Önce ürün alıp sonra rutin oluşturmaya çalışmayın. İhtiyaçlarınızı belirledikten sonra buna uygun olan ürünleri alın ya da mevcut rutininize yerleştirebilecekseniz yeni ürün ekleyin.

  • Çevrenizden duyduğunuz bir ürünün size uygun olmayabileceğini ya da sizde aynı etkiyi yaratmayabileceğini unutmayın. Cildinizin ihtiyacı olan içerikler onlar değilse sonuç alamazsınız.

  • Yavaş yavaş başlayın. Bir anda 10 tane ürün almanıza gerek yok, cildinizin alışmasına fırsat verin. Şimdiye kadar hiç düzenli bakım yapmadıysanız, önce disipline girmek için sadece temel bakım ürünleri kullanın.
  • Yeni ürünlere başlayacağınız zaman tek seferde bir ürünü rutininize ekleyin ve en az 2-3 gün etkisini gözlemleyin. Böylece neyin iyi, neyin kötü geldiğini anlayabilir, herhangi bir reaksiyon gelişirse hangi üründen kaynaklandığını kolayca tespit edebilirsiniz.

  • Ucuza 10 ayrı ürün sıralamak yerine çok yönlü çalışabilecek zengin içerikli 4-5 ürün kullanmayı önceliklendirin.
  • Her zaman pahalı ürün iyi ürün demek değildir; yüksek fiyatlı ürünlerde klinik sonuç olup olmadığına bakın. Etkisini kanıtlayamayan bir ürüne servet ödemeye hiç gerek yok.

  • Tonik, cildinizin ihtiyacına ya da görmek istediğiniz etkiye göre iyi çalışan içerikler barındırıyorsa, bunları hızlıca cildinize yedirmenize yardımcı olur. Ama mutlaka kullanılması gereken bir ürün değildir.

  • Kremlere çok büyük bütçe ayırmaktansa, daha konsantre bir içeriğe ve ince yapıya sahip olan, hemen emilip ciltte çalışmaya başlayabilen serumlara odaklanmak daha iyi bir stratejidir.

  • Tarihi alışkanlıklarla aynı markadan set düzmeye çalışmayın. Her markanın her ürünü de iyi çıkmayabilir, siz kendiniz için en iyi parçaları bir araya getirmeye çalışın. Örneğin yüz yıkama jeli gibi işini düzgünce yaptıktan sonra yıkanıp gidecek ürünlere dünyanın parasını vermeye pek gerek yok.

More from Begüm Güngör Güzel
SONBAHAR – KIŞ RUTİNİN VAZGEÇİLMEZİ: RETİNOİDLER
Geçtiğimiz ay, yazdan çıkarken rutinimizi nasıl güncellemeliyiz, önümüzdeki dönemde cildimizde nelere odaklanmalıyız...
Read More
Leave a comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir