‘Ama Nasıl?’ dediğinizi duyar gibiyim. Gerçekten böyle bir şey mümkün mü? Sizi süper bir ürünle tanıştıracağım dikkatlice okuyun şimdi…
Editör: Gözde Atakoğlu
Yüz yağlarının gerçek bir fanıyım. Cildi derinlemesine nemlendirmeleri veya içeriklerine göre bakım yapmaları bir yana, yağın pürüzsüz, kaygan doğası kullandığınız ürünü ister istemez bir masajla cildinize sürmenizi sağladığı için. Masaj yüz yağlarının fitratın da var yani. E masaj demek kan dolaşımı demek, kan gelen yere de can gelir. Dolayısıyla yağlar sandığımızdan daha da iyi geliyor cilde, özellikle de son tanıştığım bir tanesi var ki, durun anlatıyorum…
Nuxe’ü bilmeyenimiz, tanımayanımız yok artık. Zaten bir kez kullanmanız müdavimi olmanız için yeterli olan bir marka. Nuxe deyince ne geliyor peki aklınıza? Bir anket yapsak çoğunluk o müthiş kokusu ve dokusuyla çok amaçlı kuru yağı elbette diyecektir. Markada bundan yola çıkarak iki uzmanlığını bir araya getirmiş, Yağlar ve yaşlanma karşıtı bakım yani duyusallık ve bilimsel etki…ve sonucunda Super Serum doğmuş…
ADI ÜZERİNDE DEDİKLERİNDEN…
Super Serum’a daha uygun bir isim bulamazlarmış. Serumun yaptıklarını duyunca siz de hak vereceksiniz. Birkaç hafta içerisinde düzenli kullanan deneklerin yüzde 84’ü kırışıklıklarda azalma, yüzde 71’i daha sıkı bir cilt, yüzde 81’i de koyu lekelerde azalma gözlemlemiş. Ayrıca illüstratif sonuçlarda 50 yaşında olan, cildinde gençlik lifleri azalan, yaşlılık geninin arttığı deneklerde Super Serum uygulaması sonrası cildin 40’lı yaşlarda sahip olunan aynı biyolojik aktiviteyi gösterdiği kanıtlanmış. Anlayacağınız gerçekten düzenli kullanıldığında, 10 yıl önceki cildin yapısına kavuşmanıza yardımcı oluyor. Daha dolgun, daha pürüzsüz, sağlıkla ışıldayan bir cilde…
PEKİ AMA NASIL?
Yüzde 95 doğal içeriklerden yaratılmış olan Super Serum’un içerisinde hyalüronik asit bulunuyor. Ancak bu sizin bildiklerinize, şu ana kadar kullandıklarınıza pek benzemiyor, buğday ve mısır fermentasyonu ile elde edilmiş düşük molekül ağırlıklı yani tamamen doğal kökenli bir hyalüronik asit.
Düşük moleküllü oluşu cildin gerçek anlamda alt katmanlarına kadar yolculuk edebildiğini gösteriyor. Serumun içerisinde botanik yağlardan elde edilmiş yağ asitleri de mevcut. Bunlar şişenin dışından bile görebileceğiniz altın renkli mikro kürecikler. Cilde hızlıca nüfuz ederek sonrasında kullanılan ürünlerin etkisini artırmaya yardımcı oluyorlar.
Yaşlanma etkilerine karşı nasıl savaşıyor derseniz, bunu da patentli içeriği ile yapıyor. Yaşlı hücrelerin gençlik mekanizmalarını aktif hale getiren bu patentli içerik, soğukta bile ölmeyen Alp yıldızı çiçeğinden botanik biyoteknoloji ile elde ediliyor. Yaşlanmanın bir diğer can sıkıcı belirtisi olan lekeleri de unutmamış Nuxe. Ciltte doğal olarak bulunan ve cilt hücrelerinin etkili çalışmasını destekleyen Niyasinamid diğer adıyla B3 vitaminini serumun içine katarak ciltte hem koyu leke oluşumunu önlüyor, hem de var olan lekelerin görünümünü azaltmaya yardımcı oluyor.
HER ANLAMDA SÜPER
Sadece etkili içerikleri ve şok edici sonuçları yüzünden süper değil, vegan formülü, geri dönüştürülebilir damlalıklı cam şişesi, yüzde 100 geri dönüştürülebilir dış ambalajı ile çevreye, doğaya, yaşadığımız dünyaya olan duruşuyla da Super Serum kalbimizi fethediyor.
NASIL UYGULANMALI?
Kolay ve dozunda kullanım için yaratılmış pipeti çok işe yarıyor. Tek bir basım ile yeterli doza sahip oluyorsunuz. (Yaklaşık yarısı kadar doluyor) Ardından pipetle serumu parmak uçlarınıza sıkıp, yağ küreciklerini parmaklarınız arasında ısıtarak aktif hale getiriyorsunuz ve sonrası tüm yüze, dekolte ve boyun bölgesine masaj yaparak uyguluyorsunuz. Kokusu ve dokusuyla uygulaması süper keyifli. Sonrasında cilt yaşınıza uygun ürünlerle bakım rutininizi tamamlayabilirsiniz.