Merhamet Ve Sevginin Buluştuğu Yer: Şefkat

Madem aylardan Şubat, şefkat üzerine biraz birlikte düşünelim istedim.

Sözlükte karşılığı “sevecenlik; acıyarak ve koruyarak sevme” olarak geçen şefkat ile “insanı bir şeye veya bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu” olarak açıklanan sevgi kardeş duygular gibi görünse de, şefkat kelimesindeki “acıyarak” tınısı onu bambaşka bir dünyaya, daha ulvi bir yere ait kılıyor. Şefkat daha anaç ve fedakar bir yerden duyuluyor. Nitekim İngilizce karşılığı compassion, Latince acı çekmek anlamına gelen compati’den türemiştir. Böyle bakınca şefkati koşulsuz, kabulcü, verici, fedakar, koruyucu bir sevme hali gibi alabiliriz. Peki ya öz şefkat? Bu ayrım neden gerekli?

“Başkalarına şefkat gösterebiliyorum ama kendime gösteremiyorum” ifadesini çokça duyarız. Ya da başkasının hatalarına daha anlayışlı olduğumuz anlar olur. Birine “kendine bu kadar çok yüklenme, elinden geleni yaptın” derken aslında, kendimize hayatta ne kadar çok yüklendiğimizi fark edebiliriz.

Başkasına şefkat göstermek kendine göstermekten daha kolay gelebilir çünkü herkesin iç hesaplaşması kendine aittir. Gece uyuyamadığında herkes kendi tilkileriyle baş başa kalır.

Çok kıymetli bir hocam der ki, “şefkat tek bir çeşmedir ve başkasına aktığı kadar kendime de akar”.

Hayatınızdaki şefkat alanına kendinizi de ekleyerek, sevdiğinizi ve sevildiğinizi daha çok hissedebilirsiniz. Kendinize karşı daha şefkatli olabilirsiniz.

Kendinize vakit ayırabilirsiniz.

Çok zor duyuluyor biliyorum ama ideallerimizi yükseklere koyarak her şeyin imkansız görünmesine sebep oluyoruz. Küçük adımlar atmaya ne dersiniz? Ve buna sadece 5 dakikayla başlayabilirsiniz. Bu bir meditasyona oturmak, bir kaç sayfa kitap okumak, en sevdiğin şarkıda dans edip şarkı söylemek, bir kaç satır yazmak olabilir. Yeter ki sadece size ait olsun ve bir yerden başlasın.

Bedeninizi dinleyebilirsiniz.

İnsanın kendisini bir şeyler yapmaya mecbur bırakmasını kendine şiddet uygulamaya eş değer görüyorum. Beden neye ihtiyacı olduğunu çok iyi biliyor. Onu dinlemek ve ihtiyaçlarını karşılamak kendinize gösterebileceğiniz en şefkatli davranışlardan biri.

En temel ihtiyaçlarımızı bile ertelediğimiz olabiliyor. Susadığında su içmek ve tuvaletin geldiğinde tuvalete gitmek gibi. Biraz daha ileri gidince, duygularınızı ve düşüncelerinizi dinleyerek onların farkına varabilirsiniz. Bir şeyi değiştirmeye çalışmadan sadece varlığını fark etmek, onunla daha rahatlıkla baş etmenize yardımcı olur.

Sevginizi dile getirebilir ve pozitif geri bildirim verebilirsiniz.

Üzerinize giydiğiniz bir şeyi beğendiğinizde bunu kendinize yüksek sesle söyleyebilirsiniz. Aynı şekilde iyi yaptığınız şeyler veya başarılı olduğunuz alanlarda bunu dile getirebilirsiniz. Alçak gönüllü olmak toplumsal bir erdem olsa da, kendi kendinizi alkışlamanız değerli hissetmenizi sağlar.

Uzmanlar, olumlu düşüncelerin yüksek sesle söylenmesinin motivasyon artırdığını, dikkati mevcut ana getirdiğini ve kişilerin kendine güvenmelerine destek olduğunu söylüyor.

Sevgililer gününün süper kapitalist bir ürün olduğunu düşünsem de, sembollerin değişime vesile olduğuna inanırım. Bu nedenle bu sevgililer günü bir değişiklik yaparak, kendine “canım sevgilim” diyerek başlayabilir misiniz? Sevdiğiniz yönlerinizi kendinize yüksek sesle hatırlatabilir misiniz? Sevmediğin yönlerinizi de görüp, kendinize “seni seviyorum” diyebilir misiniz?

Mesela kendinize en sevdiğiniz masajı hediye edebilirsiniz veya uzun zamandır katılmak istediğiniz o eğitime başvurabilirsiniz. Belki kendinize bir orkide alır, onu yaşatmaya yeterli olduğunuzu kendinize gösterirsiniz? Belki de sadece kırmızı rujun size ne kadar çok yakıştığını kabul edersiniz…

Yardım etmek, dinlemek, cömert olmak, affetmek çok güzel erdemler. Ama günün sonunda yer yüzündeki hiç kimse sizinle sizin kadar çok vakit geçirmiyor. Bu sebeple de 14 Şubat’ın cümlesini seçtim:

Sevgililer günün kutlu olsun sevgili kendim!

Written By
More from Deniz Konuk
SÜTÜM YETİYOR MU?
EDİTÖR: DENİZ KONUK ALTINBAŞAK Belki de Şefika Teyze ve arkadaşları sormasa, insanın...
Read More
Leave a comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir