Yazdan önce dermatoloğum Betül Şengör’ün ofisine gittim, bambaşka bir nedenle içeri girmiştim ki, ‘-Nedir bu yüzünün hali’ diyerekten beni koltuğa oturttu. Oturtmayı başardı. ‘Artık zamanı Gözde’ dedi, ‘Alnının ciddi şekilde toparlanmaya ihtiyacı var , sen bu çizgi dolu alınla kadınlara güzellikten bahsedemezsin!’ Betül Şengör, dermatoloğum ama herşeyden önce arkadaşım. Haklıydı, aynaya baktım, zaten birkaç zamandır düşünüyordum bu alın nasıl düzelecek diye, ‘Botox’un tam vaktidir’ demez mi!
Kaç kaç buraya kadarmış? Niye kaçtığıma gelirsek, sırf şu dokunulmamış, doğal güzelliğin ve yüz ifadesinin savunucusu olduğum için. Oysa Betül , bana bunu daha önce anlatmıştı, doğru yerlere yapıldığı zaman ifadede bir sorun oluşmuyor. Haklıydı, anatomiyi bilen, dozajını kontrol eden bir doktorla korkacak bir şey yok. Veee yaptırdım. Her ne kadar yıllardır bu işlerin içinde biri olsam da konuya hakim değilim, tecrübe etmek her zaman çok önemli. Cehalet işte hemen kaşlarımın havalanmasını bekliyorum, akşam eve gittim hiçbir değişim yok, ertesi gün Betül arandı, tutmadı benim Botox diye dert yanıldı. ‘Botox’un kas arasına tam olarak karışması için birkaç gün beklemen gerek.’ dedi. Dediği gibi 3. günün sonu, aynadaki aksimde bir aydınlanma başladı.
Ne güzelmiş çatamamak kaşları, hele ki alnımı oynatamadan konuşmak, demek ki olabiliyormuş. Mimikleri kontrol altına almak yaşlanma karşıtı bakımın çok önemli bir adımı. Ancak doğruya doğru biraz baş ağrısı yaptı bende, herkes de olmazmış. Çok mimikli konuşurum, 36 yıldır oynatıp duruyorum alın kaslarımı eee bir anda oynatamamak.. Normal olarak tepki verdi vücut.
10. günün sonunda artık resmi olarak Botox’luydum. Yüzüme bakan ‘ Sende bir güzellik , bir dinlenmişlik var ‘diyordu ama ne olduğunu anlayamıyordu. Çünkü alnımı hiç oynatamıyor değildim, çok doğaldı.
Derken bir akşam bir doğumgünü partisine katıldım ve fotoğraflandım. Fotoğraf niye böyle bilmiyorum, belki de 3. bir göz olarak kendimize baktığımız için olabilir. Ne kadar değiştiğimizi ya da yaşlandığımızı aynadaki görüntümüzden çok, fotoğraftan anlıyoruz. Fotoğraf çekilirken eğer kocaman bir gülümseme takındıysanız,üzgünüm ama Botox’lu olduğunuz anlaşılıyor. Gülerken o kadar fazla kas harekete geçiyor ki, sanırım hareket edemeyenler belli ediyor kendilerini. Burun kenarlarındaki bölgede bir gerilme oluşuyor sanki. Elmacık kemikleri üzerinde allık sürdüğümüz top bölge yukarı kalkıyor . Hoş bir görüntü ama alıştığınız siz gibi değil.
Ilk ayın sonunda yüzünüz normalleşiyor, oturuyor. Bence diğer tüm yüz kasları bu duruma ayak uydurmaya başlıyor. Diyeceğim o ki; Botox’un ilk dönemleri mümkünse çok gülerek pozlar vermeyelim, doğal durmuyor. Uzun sure dayanması için de mimiklerinizi daha bir kontrol altına almaya çalışın derin. Ayrıca güneşe de çok çıkmayın, kanıtlanmış bir şey yok bu benim düşüncem ama bence güneş Botox’un etkisinin daha hızlı geçmesine neden oluyor. Bi daha yaptıracak mıyım? Alnımdaki çizgileri kontrol altına almak adına , evet yaptıracağım. Azar azar ama düzenli olarak yaptırıldığında kas çalışmayı unutuyor bu da kırışıklığın derinleşmeyeceği anlamına geliyor.
Bir Botox’lunun notları…
Botox yapan doktor, şimdi kaşını kaldır, şimdi gül… gibi uygulama sırasında sizi yönlendirmeli. Kasın hareketlerine göre, neresinin şiştiği neresinin indiğine göre iğneyi yapmalı.
Bu arada Botox hiç acılı bir işlem değil dersem yalan söylemiş olurum, çünkü az biraz canınız yanıyor. Ancak dayanılmayacak bir acı kesinlikle değil. Öncesi uyuşturucu bir krem sürerek bu acı oldukça hafifletiliyor zaten.
Botox yaptırdığınız gün, öne eğilmemeye dikkat, mümkünse ayakkabı bile bağlamayın. 1 günlük spor yapmayın. Botox yapıldığı yerden başka yere geçmesin.
Bol bol mimik yapmaya bakın, çünkü bu sayede Botox kaslar arasına, tam yapıldığı yere iyice yerleşecektir.