EDİTÖR : UZMAN DİYETİSYEN ESİN BAŞKAYA
Her insanı bir diğerinden farklı kılan ve DNA’nın alt birimlerini oluşturan yapılarımıza genler diyoruz. Saç rengimizden antioksidan mekanizmamıza, kemik yapımızdan bağırsak yapımıza kadar her zerremizi genlerimiz oluşturuyor.
Genlerimiz değişmiyor. Ama her hücrede, her an, hangi genin çalışacağı değişiyor. Kolay bir örnek verelim. Gözümüzdeki görme olayını gerçekleştiren hücrenin genleri ile karaciğerimizdeki toksin ayrıştıran hücrenin genleri aynı. Farklı olan, bu hücrelerdeki aktive olmuş veya susturulmuş genler. Yani bir hücrenin ne görevde olduğunu belirleyen faktör, o hücrenin içindeki yaklaşık 22.000 genden hangisinin aktive olduğudur.
Hücre içindeki genlerin aktivasyon veya deaktivasyon işleminin adı epigenetiktir. Epigenetik değişimler ile aynı genlere sahip olan hücreler farklı işler yaparlar. Bizim bu yazıdaki konumuz ise, aynı hücrede zaman içerisinde gerçekleşebilecek epigenetik değişimler.
Hücrelerimiz, zaman içerisinde beslenme, fiziksel aktivite ve çevresel faktörlerin etkisinde aktive ettikleri genleri değiştirirler. Örneğin yüksek yağlı ve şekerli diyetler, tokluk hissini kontrol eden genleri deaktive eden epigenetik değişimler ile obezite gelişimine genetik olarak da katkıda bulunur. Yani yediklerimiz sadece kalori bakımından değil, genlerimize etkisi bakımından da bizi zarara uğratabilir. Zerdeçaldaki kurkuminin veya brokolideki sülforafanın ise tümör baskılayıcı genleri aktive ettikleri için günümüzde popülerleştiğini biliyoruz.
Aynı beslenme gibi, fiziksel aktivite ve çevresel toksinler de genlerimizde epigenetik değişimlere yol açıyor. Aerobik egzersizin yağ yakmayı arttırıcı genleri ve antioksidan mekanizmayı çalıştırıcı genleri aktive ettiğini biliyoruz. Öte yandan plastikleri daha dayanıklı hale getirmek için kullanılan Bisphenol A (BPA) kimyasalının beyin gelişiminde rol oynayan genleri olumsuz etkilediğini ve bu nedenle erken yaşta BPA’ya maruz kalan çocukların bilişsel fonksiyonlarında sorun olabileceği riskini biliyoruz.
Epigenetik değişimlerden haberdar olmak bize hem büyük bir güç, hem de büyük bir sorumluluk veriyor. Genlerimiz ne olursa olsun, bu genler arasından hangilerinin daha baskın çalışacağını biz kontrol ediyoruz. Yani genlerimiz kaderimiz değil. Kaderimizi, sağlıklı genleri aktive ederek biz çiziyoruz. Bize sağlık katacak genleri aktive etmenin yolu ise aslında hep bildiğimiz öğretilerden geçiyor:
- Olabildiğince doğal, paketlenmemiş gıda tüketin.
- Bitkisel beslenmeye ağırlık verin.
- Baharatlar ile beslenmenizi zenginleştirin.
- Düzenli, mümkünse her gün, 20 dakikanın üzerinde aerobik fiziksel aktivite yapın.
- Akşam yemeklerinizi az tutun, aralıklı açlık ile bazı akşam yemeklerini atlamaya çalışın.
- Sevgi, hoşgörü ve huzuru yaşamınızın merkezine koyun.