İLHAM PERİSİ: ECE VAHAPOĞLU

Wellness& yoga eğitmeni, sunucu, yazar, eş, anne … Birden çok kimliğini başarıyla taşıyan Ece Vahapoğlu, durmayı sevmeyen, sürekli üreten ve başka kadınlara da değen bir isim. Tam da bu yüzden bu ayın ilham perisi…

Yaratan üreten durmayan bir kadınsın. Bir günün nasıl geçiyor?

İnsanın özü nasılsa hayatının her döneminde üretkenliği devam ediyor. Çocuk doğurmadan önce de erken yatıp kalkan biriydim ama bebekten sonra uyku sürelerim azaldı tabii. Daha erken yatıp daha erken kalkıyorum. Oğlum Efe’nin monitörden sesini duymamla yataktan fırlıyorum ve yan odadan onu alıp bizim yatağımıza getiriyorum. Sabah 7’de anne baba bebek yatakta keyif yapıyoruz. Yarım saat sonra bakıcı ablası geliyor; beraber Efe’nin yüzünü yıkıyor, bezini değiştiriyoruz. Efe alt kata kahvaltıya inince ben kendi yüzümü yıkayıp spor kıyafetlerimi giyiyorum. Yarım saat spor yapıyorum. Bazen sporu instagramdan canlı yapıyorum. Sonra duş alıp Efe’nin yanına iniyorum. Beraber oynuyoruz. Sonra anne baba kahvaltı yapıyoruz. Sonra ben maillerime bakıyorum. İşlerimi halledip, varsa evde çekimlerimi yapıp, yine oğlumla vakit geçiriyorum. Efe daha küçük olduğu için onunla çok vakit geçiriyorum. Doğumdan beri, pandemi de eklenince, evde sürekli dijital projeler için çekim yapıyorum. Genelde her dönem yazdığım bir kitap olur ama en son “Fit hamilelik” kitabımdan sonra yazmaya biraz ara verdim.

Pandemi nasıl etkiledi hayatını, neler değişti?

Pandemi gibi bir olumsuzluk, benim için biraz şans oldu. Bebeğimle zaten evde aylarca zaman geçirecektim. O dönemleri aklım dışarıda kalmadan evde geçirebildim. Anne baba home office çalışarak evde vakit geçirdik. Sunuculuk ve söyleşi işlerim organizasyonlar dünya genelinde iptal olduğu için durdu tabii ama zoom/teams toplantılarıyla sağlıklı yaşam ve spor seminerleri vermeye devam ediyorum. Ben zaten işlerimin çoğunu dijitalleştirmiştim; pandemide iyice dijital işkolik oldum ve hatta daha çok iş yaptım. Çünkü uzmanlık alanım wellness ve spor olunca evde spor yapmanın ve sağlıklı yaşamanın önem kazandığı böyle bir dönemde çok talep geldi.

Tüm bu koşturma sırasında sosyal medya’ya ne kadar zaman ayırıyorsun?

Çok. Kocam bazen kızsa da işim gereği sosyal medyada çok vakit harcıyorum. Elimde sürekli telefon var. Bir de oğlumu, Efe aniden bir hareket yapınca aileye video ve fotoğraf da çekiyorum.        

İşinin en keyifli en zor yanları neler? Mesela hergün birşeyler paylaşmak, yaratmak ağırlık yaratıyor mu?

Sevdiğim işi yapıyorum. Kendi gerçek yaşam tarzımı paylaşıyorum. Bilgi paylaşmak ve faydalı olmak ruhumu tatmin ediyor. Sağlıklı yaşayan, beslenen, spor yapan ve hayata pozitif bakan, kişisel bakımına önem veren bir kadınım. Tüm bunları paylaşmak bana iyi geliyor. Ancak bazen üst üste anlaşmalı marka işbirliklerim olunca bebekli evde çekim yapmak yorabiliyor.

Kötü yorumlara karşı tavrın?

Bu konuda şanslı olduğumu düşünüyorum; genelde yorumlar iyi. Anne ve anne adayları daha çok takip ettiği için onlarla hep dayanışma içindeyiz. Biraz da polemik yaratacak şeyler paylaşmamaya özen gösteriyorum. Yine de kötü yorum geldiğinde, cevabım varsa üşenmeden yazıyorum, saçma ise okuyup geçiyorum veya siliyorum.

Bir sabah uyandın ve hiç takip takipçin kalmadığını gördün, ilk tepkin ne olurdu?

Şaşkınlık ve şok olurdu sanırım. Instagram takipçilerim gitmiş ise, yoluma youtube kanalımdan, Facebook veya Twitter’dan devam ederim bilemiyorum. İllaki adapte ederim kendimi.

Anne olmanla birlikte hayatın nasıl değişti?

Sabretmeyi öğrendim. Başka bir canlıyı kendinden önceye koymayı öğrendim. Anneliğin ilk ayları çok zordu; hele o meşhur 40 çıkmadan önce bebekli yaşama alışmak, uykusuz kalmak, neden ağladığını bilememek vb. beni zorladı. Gerçekten lohusalık diye bir şey var. Zamanla alıştım ve çok çok sevdim. Anne olmaya bayılıyorum. Öğretmek ve onunla birlikte yeni şeyler öğrenmek heyecanlı bir yolculuk…

Anne kimliğinle zaman daha da kıymetlendi pratik güzellik ve bakım sırların var mı bizimle paylaşacağın?

Lohusalığın ilk haftaları duşa girmek lüks idi. Sabahları kendimi uyandırmak için kuru fırça ile bacaklarımı fırçalarım. Pratik birkaç stretching egzersizi yaparım. Yüzümü granüllü temizleyici ile yıkarım ki cildimde de kan dolaşımı artsın. Hamilelik ve annelik dönemlerimde yüzüme su püskürtmek yeni alışkanlığım oldu. Tazelenmek için mineralli su sıkıyorum. Bol su içerim.

Anında eski formuna kavuştun, beslenme, spor…sırlarını anlatır mısın?

Yıllardır spor yapmanın ekmeğini yedim tabii ki. Hamilelik döneminde de her gün yoga yaptım ve aşırıya kaçacak şekilde beslenmedim. Sağlıklı beslenme ve spor en önemli etkenler. Canım tatlı istese de hurma, kayısı, pekmez gibi doğal şeker tükettim. Bebeğimi 9 ay emzirdim; emzirme de ilk aylarda kilo verdiriyor.

Kötü gün saçı kurtarıcı modelin hangisi?

Spor yaptığım için at kuyruğu ve tepede topuzu çok kullanırım. Saçım temiz ama şekilsiz ise, önden iki yandan görünmez toka takarım; helenistik hoş durur.

Peki gelelim modaya, modayla ilişkin nasıldır, tarzını nasıl tanımlarsın.

Modayı güncel kalmak için ve kendi spor markam da olduğu için takip ederim ama kendi sevdiğim tarzlar daha baskındır. Yıllardır üstüme oturan kesimleri giyerim; ama hamilelik ve lohusalık bol dökümü de sevdirdi bana. Tarzım smart casual; sportif şık genelde.

Kötü hissettiğin bir gün kurtarıcı parçan veya kombinin nedir?

Kendi markam diye söylemiyorum ama taytlarımız yüksel bel ve toparlayıcı olduğu için fit21’den uzun bir tayt üstüne sweatshirt kurtarıcı oluyor. İyi oturan bir jean ve beyaz tshirt ve renkli kolye de kurtarıcı bir kombinimdir.

Dolabını açsak en çok ne buluruz?

Renkli taytlar

Modayla ve güzellikle ilişkin pandemi sürecinde ne gibi değişiklikler gösterdi?

Topuklu ayakkabılar iki yıldır zaten hayatımdan çıkmış gibiydi; hamilelik üstüne annelik; bebeği sürekli kucakta taşıma… Düz ayakkabılar, spor ayakkabılar ve yazın rahat sandaletler terlikler en çok giydiklerim. Mücevher pek takamıyoruz malum pandemide; daha sade küçük zarif parçalar takıyorum; zaten bebek için de sivri olmayan aksesuarlar daha güvenli. Sunuculuklarımda ceket, etek çok giyerdim; tabii onlar da gardırobumda atıl duruyorlar.

Peki gelelim aşk hikayene, nasıl tanışıldı?

Bir koşu yarışına giderken uçakta yan yana otururken tanıştık; ikimiz de koşuya gidiyorduk ve aynı otelde kalıyorduk. Kader ağlarını örmüştü…

Aşk sence…

Çok sevgi.

Evililik sence….

Çok sevgi, saygı ve paylaşım.

Bebekten sonra ilişkinizi nasıl tanımlarsın?

İkimiz de daha çok bebekle ilgileniyoruz. Bebeğiyle çok ilgili anne babayız.

Gelecek planlarında tekrar anne olmak var mı?

Kararsızım. Bir yanım istiyor diğer yanım iki çocuğun yoracağını söylüyor. 41 yaşında anne oldum; 2.çocuk istersek zaten en erken 43 yaşındayken olur; o yüzden bir iki sene içinde oldu oldu.

Sence Iyi bir ilişkinin sırrı?

Birbirini dinlemek ve iyi yanlarını görmek; diğerine iyi yönlerini söylemek. Ha biz her zaman bunu yapamıyoruz ama bence bu olmalı.

Sevgililer gününü kutlayan bir çift misiniz?  Ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Bizim nişanımız, biz özellikle öyle istemesek de aile seyahat planlarından dolayı, 14 Şubat’ta olmuştu. Sevgililer Günü aynı zamanda nişan yıldönümümüz ama aşırı büyük şeyler yaparak kutlamıyoruz. Başbaşa yemek yiyoruz mutlaka.

5 yıl sonra Ece nerede ne yapıyor?

Bahçeli büyük bir evde çocuğuyla veya iki çocuğuyla spor yapıyor. Yeni kitabını çıkarmış; yeni projeler üretmiş, başka annelere ilham olmaya devam ediyor.

Vahapoğlu’nun  yazdığı 10 kadar kitabı bulunuyor, en sonuncusu kendi hamileliğini hafta hafta kaleme aldığı Fit hamilelik

En son pandemi dönemi için çok şık maskeler yaratmıştın, yine bu tarz bir ürün çalışması olacak mı?

Siyah beyaz çizgi tasarımlarımızı maskelere de taşımıştık; kısa süre önce ev dekoru için çizgi detaylı tepsiler de ürettik. Hayvan desenlerini oğlumla beraber çok sever oldum; zürafa, zebra, leopar gibi safari temalı bandana bereler ürettik yeni. Yeni renk taytlarımız da üretim aşamasında.

EN SON

Neye çok heyecanlandın... Oğlumun tutunmadan ayakta durmasına

Neye çok güldün...Oğlumun yüz mimiklerine

Ne okudun...İlber Ortaylı’nın son kitabı ‘Eski Dünya Seyahatanesi’

Ne izledin...Netflix’de Good Girls

Neye ağladın...Evde ve işte her şeye yetişemediğim bir an

En ÇOK

Neye kızarsınız… Saygısızlığa

Ne yemeyi seversiniz…Avokado

Ne yapmayı seversiniz…Şekersiz kek

Neden korkarsınız…Sevdiklerime kötü bir şey olmasından

Ne satın alırsınız…Online çok şey satın alırım

More from Gözde Atakoğlu
ŞEHİRDE TATİL Mİ DEDİNİZ?
İlla güneye inmeye, uçaklara binmeye, bavul hazırlamaya gerek yok. Şehirde de tatil...
Read More
Leave a comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir