Samimi, güzel, zarif, yetenekli, başarılı ve bir o kadar da mütevazi… Onu tanımlamak için birbirinden farklı sıfatları ardarda dizebiliriz. Hem özel hayatı hem de kariyerindeki duruşuyla örnek olan oyuncu ve sayımızın ilham perisi Bige Önal’a tüm merak ettiklerimizi sorduk…
Oyuncu olmaya nasıl karar verdin?
Valla sanki böyle bir karar almadım bile, sanki çocukluğumdan beri hep böyleydi. İlkokulda daha 1., 2. sınıfta her cuma törenden sonra tiyatro yapabilmek için müdiremizin kapısında yatardık neredeyse. Hep seviyordum aslında yani. Sonra lisedeyken ilk dizimi yaptım. Yıldız Kenter’in torununu oynayacaksın dediler ve koşarak gittim, iyi ki de gittim. Her şey böyle başladı.
Dışarıdan oldukça keyifli gözüken oyunculuğun sence zor tarafları neler?
Sanırım bireysel olarak baktığınız zaman oyunculuğun duygusal yükü en zor tarafı. Kolay gözükse de değişik duygular arasında yolculuk yapmak bünyeyi de yoran bir durum.
Daha genel sektörel baktığınızda ise, çalışma saatleri ve şartlar zaman zaman zor olabiliyor.
Peki ünlendiğini ilk nasıl anladın?
Bana pek öyle gelmiyor, dolayısıyla daha anladım diyemiyorum.
Yeni projelerin var mı? Önümüzdeki dönemde Bige’yi nerelerde izleyeceğiz?
Evet var. 2 tane yeni işim geliyor. İkisi de dijital platformda, Netflix’te. İlki Hakan:Muhafız. 3 ve 4. sezonda projeye dahil oldum. İkinci projem ile ilgili maalesef bilgi veremiyorum şimdilik ama gerçekten heyecan verici.
Kendi stilini nasıl tanımlarsın?
Eklektik diyebilirim. Ama en sevdiğim şey gerçekten tek parçalara sahip olmak. Hele annemden kalan eski parçalar dolabımda en sevdiklerim.
KİŞİSEL BAKIMIN…
Makyaj çantanın olmazsa olmazları neler?
Maskara ve kaş kalemim. Ama maskara gerçekten olmazsa olmazım.Açık kumral olduğum için kirpiklerim de sarı; dolayısıyla en çok maskara çok etkili oluyor benim suratımda.
Uykusuz bir gecenin ardından seni anında toparlayacak güzellik ipucunu bizimle paylaşır mısın?
Sanırım uykusuz kalırsam beni hiçbir şey toparlayamaz. (gülüyor) Şaka bir yana, uykuyu çok seviyorum ama neyse ki uykusuz kaldığımda suratımda fazla bir değişiklik olmuyor. Maalesef hasta olduğumda hastalığın çok etkisi oluyor; zaten açık tenliyim, bembeyaz oluyorum. O durumda da beni ancak bb krem kurtarıyor.
Spor yapıyor musun?
Tenis oynuyorum, yürüyorum. Dönem dönem pilatese gitmeye çalışıyorum.
Buzdolabını açsak ne buluruz?
Beyaz peynir! Avokado, kinoa, füme peynir, yoğurt. Bunlar gerçekten vazgeçilmezlerim. Mutlaka bulundurmaya çalışıyorum.
BİRAZ DA AŞK
Ünlü olmak demişken özellikle Aras Bulut ile olan ilişkini medya önünde yaşamayan biri olarak bunu nasıl başardığınızı sorabilir miyiz?
İlişkimizi çok fazla sosyal medyaya taşımayarak ve çok göz önünde bulunmayarak buna çabalıyoruz diyebilirim.
Romantik biri misin?
İlişkinin romantiği Aras. Daha önce kendi de böyle bir açıklamada bulunmuştu. Ama ben de kendime göre romantik olduğumu düşünüyorum.
EN SON…
-Hangi filmi izledin?
-Ne okudun?
–Neye çok güldün? Kız arkadaşlarımla gittiğim bir akşam yemeğinde çok güldüm, bir sürü şeye.
–Peki neye ağladın? En son sette sahne gereği ağladım.
–Hangi şehirden büyülendin? Uf. Floransa.
KUTU: HANGİ ?
–Dizileri izliyorsun? Şu an The Crown’u izliyorum.
–Podcast’i dinliyorsun? Bu bir itiraf: Henüz podcast olayına alışamadım.
–Parfümü kullanıyorsun? Chloe, Love Story kullanıyorum.
–Yemeği seversin?
Sakatat dışında yiyemediğim bir şey yok. Ama kuru fasulye pilav’a hiçbir zaman hayır demem!
-Mağazalardan alışveriş yaparsın?
En çok Zara, Cos’u çok seviyorum. Mango’ya ve Oysho’ya da mutlaka bakarım.
Röportaj: Lian Penso
