Hobisini İşe Çevirenler : Takı Tasarımcısı Batya Kebudi

Dergi editörlüğünden takı tasarımcılığına uzanan, kendi yolunu bulan, keyifli bir hikayesi var Batya Kebudi’nin. Günümüzde sıkça gördüğümüz kurumsalda çalışmayı bırakıp kendi markasını kuranlar derneğinin kuşkusuz ilk üyelerinden biri. Çalıştığı derginin kapanmasıyla takı tasarlamaya yönelen ve hayatında yepyeni bir pencere açılan Batya, şimdilerde İstanbul’un kuşkusuz en güzel hamamı diyebileceğimiz Hürrem Sultan hamamına özel yaptığı koleksiyon ile karşımızda . Köklerinden güç alan Batya’yı ve yarattığı koleksiyonu gelin yakından tanıyalım…

Bu işi ilk başlatanlardan birisin, takı markası yaratma fikri ilk nasıl ortaya çıktı? Kısaca bir hikayeni anlatabilir misin?

Bilgi üniversitesi psikoloji bölümünü bitirdikten sonra ‘Basın Enstitüsü’ tarafından bir burs kazandım. Gazetecilik eğitimi almaya hak kazandım. Ardından basında çalışmaya başladım. O zaman bile biliyordum, aksesuara olan merakımın bir gün beni tasarım yapmaya yönelteceğini biliyordum. Her zaman, bir kıyafeti tamamlayan en önemli detayın aksesuar olduğunu düşünürüm. Bu nedenle de bir çok aksesuarım var. Özellikle çıktığım seyahatlerde bir mağazaya girdiğimde zamanın çoğunu mücevherlerin olduğu bölümde geçiririm. Tüm markaların koleksiyonlarını yakından takip ederim. Bu merakım zamanla işimi de etkilemeye başladı.

Yıllarca çalıştığım Madame Figaro dergisinde her ay farklı mücevher konuları hazırladım ve tasarımcılarla röportajlar yaptım. Hep bir gün bir gün gelecek benim de tasarımlarım olacak diye hayal ettim. Bu arada kendim için aksesuar tasarımları yapmaya başlamıştım bile… Tam da bu sıralarda, mesleğinde yıllarını geçirmiş ama artık emekli olmuş yaşlı bir mücevher ustasıyla tanıştım ve ona kendim için yüzükler yaptırdım.

Her türlü nazımın geçtiği, beni torunu gibi görmeye başlayan bu usta, bendeki enerjiyi herkesden önce fark edip “Batya, artık bunlardan birer tane değil de biner tane yapsak” diyordu. Bu arada arkadaşlarım da yaptıklarımı çok beğeniyor, kendileri için de takı tasarlamamı istiyorlardı. Ben bu fikri nedense hep erteledim. Taa ki çok sevdiğim Madame Figaro’nun kapanmasına kadar! Derginin kapanmasının ardından bir süre seyahat ettim. Yurt dışında da tanıştığım herkes bana takılarımı nereden aldığımı soruyordu. Kendi tasarımlarım olduğunu öğrendiklerinde onlar için de yapmamı istediler. İstanbul’a dönünce hep ertelediğim takı tasarımı için artık hazır olduğumu hissettim ve bu kararla hayatımda yepyeni bir kapı açıldı.

Batya Kebudi’yi @batyakebudi adresinden takip edebilirsiniz.

Ustama gittim ve “Artık hazırım, koleksiyonumu çizdim.” dedim. Koleksiyonumun ilk tasarımları o kadar ilgi gördü ki devam etmeye karar verdim! İşte bu “altın serüven” böyle başladı. Çevremdeki insanlar hep ışıltılı göründüğümü söylerler. Bu aslında altının bana verdiği ışığın rengidir, parıltısı hep göze çarpar. Şimdi, bu çok sevdiğim mücevher, işimin de anahtar kelimesi oldu.Bunun benim için çok güzel bir şans olduğuna inanıyorum. Tasarımlarımı bu düşünceyle hazırladığım için de takılarımın, onları takan herkese şans getireceklerini düşünüyorum. Değerli madenlerin insanlar üzerindeki enerjisine çok inanıyorum. Altının insanlara pozitif enerji kattığına inanılıyor. Bir de depresyona iyi geldiği söyleniyor. Pembe altının benim rengim olduğunu söyleyebiliriz. Bir de pırlanta vazgeçilmezim! Pırlantanın ışıltısını altının güzelliğiyle bir arada görmek beni çok mutlu ediyor. Tasarımlarımda gümüşü sıkça kullanıyorum. Altın ile birarada çok güzel enerjisi olduğuna inanıyorum. Pırlantanın yanı sıra yarı değerli taşlar ile tasarım yapmayı çok seviyorum. Bu sene onyx birçok tasarımımda kullandım. Ayrıca yaz aylarında da turkuaz ve mercan vazgeçilmezim! Onların olmadığı bir yaz düşünemiyorum! Bu sezon da sıkça koleksiyonlarımda mercanın ve turkuazın en güzel haline rastlayacaksınız. Mücevher tasarlamak beni kendimi ifade etme şeklim. Kadınların farklılıklarını ortaya koymalarına yardımcı olmak bana çok mutluluk veriyor.

Takılarının yaratım aşamasında nelerden veya kimlerden ilham alıyorsun?

Çok seyahat ediyorum. Bu seyahatlerimde birçok şey bana ilham oluyor. Yeni insanlarla tanışmak ve onların hayat hikayeleri de bana ilham oluyor. Mimari sanat moda ve çevremdeki arkadaslarim benim ilham kaynaklarım. Ve tabiki sonsuz sevgi veren köpeklerim beni her günümü daha güzelleştiriyorlar ve bana ilham oluyorlar.

Sosyal, moda ve güzellik konularına da oldukça meraklı bir isimsin, aksesuar trendlerinde bu yaz neler revaçta, bizi biraz bilgilendirebilir misin?

Bu sene bol ucus ucus kendimizi prenses gibi hissettiren elbiseler var. Giy cik trendi bu yaz da devam ediyor.Ustelik renkli sandaletlerle… seftali tonlarinda makyaj benim icin vazgecilmezim oldu. Benim yaz guzellik cantam cok pratik olan urunlerle dolu. Nuxe oil vazgecilmezim hem sacima hem vucuduma kullanabildigim icin cok seviyorum. Pastel likit allik her an yanimda. Onun yarattigi hissi cok seviyorum. Flormar extreme tatoo göz kalemim olmadan olmaz. Suda cikmadigi icin her zaman yanimda. Ben mercan renklerinde ruj cok seviyorum. Mac bu konuda bir numara. Rimel denince sephora benefit en sevdiklerimden. Parfüm konusunda jo malone wood sage&seasalt ise vazgecilmezim. Lancester gunes kremlerimi yillardir keyifle kullaniyorum.

Birkaç tane de tüyo alalım senden, harika olur, mesela denize girerken ne tarz aksesuarlar takmalıyız? Tenimizin alt tonuna göre mi takmalıyız altın ve gümüş takıları?

Yazin plajda renkli aksesuarlar hosuma gidiyor. Ozellikle turkuaz yaza cok yakisiyor. Renkli olun, hayatiniza renk katin. Kendi renk paletinizi olustururken cekinmeyin. Mavi, huzurun rengidir. Deniz kenarinda kendi renk tonunuza en cok uyan renkteki maviyi uzerinizde tasiyin.  Mavi tasli kupeler, kolyeler cok hos durur. Ben pastel yeni sezon renk ojelerinde de mavi ve yesil tonlarini cok kullaniyorum. Ojeler takilar cok uyumlu oluyor.

Hürrem Sultan Hamamına özel koleksiyonunu biraz anlatmanı istiyorum senden. Fikir nasıl ortaya çıktı?

Vox Pr, Hürrem Sultan hamamı ile beni bir araya getirdi. Böyle bir proje ortaya çıktı. Hamam çok seviyorum. Bu kültür beni çocukluğumdan beri etkilemiştir. Bu proje beni çok heyecanlandırdı. Çocukluğuma geri döndüm ilgimi çeken detaylardan bir koleksiyon ortaya çıktı. Çok keyifli bir proje oldu.

İlk olarak hamam tasından esinlendim. HSH’da (Hürrem Sultan hamamı) kullanılan taslar özel olarak üretiliyor. Hepsi birbirinden güzel motiflerle üretilmiş taslar. Bu taslardan Hürrem Sultanın modelini tasarlayıp bir koleksiyon haline getirdim. Hamam tasından kolye fikri çok hoşuma gitti. Tası ters şekilde kullanarak ortasına taş ekledim. Tas neden ters derseniz, ben tasın içini sevgiyle huzurla sağlıkla doldurmak istedim. Dolu tarafı bize baksın ve içinde hep güzellikler barındırsın istedim.

İkinci koleksiyon ise Mimar Sinan tarafından yapılan bu hamamda olan sekizgen detaylardan ilham aldım. Sekizgenin sonsuz güzellikleri içinde barındırdığına inanıyorum. Mucizevi bir şekil. Hamamda göbek taşı başta olmak üzere birçok yerde hersey sekizgen. Son olarak ise, hamamda akan su dan ilham aldım. Damla şeklinde olan bu modeli ise hayatınızda her şeyin akışta olması için tasarladım. Hayata güvenen ve akışta yaşayan herkesin anda kalarak kendini gerçeklestirdiğine inanıyorum.

Nerelerden ulaşabiliriz bu özel koleksiyona?

Koleksiyonum Hürrem Sultan Hamamında satılmakta.

HÜRREM SULTAN HAMAMI ile daha fazla bilgi edinmek ve hizmetleri öğrenmek için tıklayın

More from Gözde Atakoğlu
BOTOX’LUYKEN ASLA…
Yazdan önce dermatoloğum Betül Şengör’ün ofisine gittim, bambaşka bir nedenle içeri girmiştim...
Read More
Leave a comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir