FİLTRELERLE DIŞIMIZ GÜZEL PEKİ YA İÇİMİZ!

EDİTÖR: DENİZ KONUK ALTINBAŞAK

Aslında her şey çok masum bir şekilde başlamıştı. Snapchat’te köpek dili, Instagram’da kirpik efekti derken zaman içinde işler daha karmaşık bir hal aldı. Elmacık kemikleri daha çıkık, dudaklar mutlaka dolgulu ve çene kemiği daha ince. Hep daha bir şey, kendimizden daha farklı, gittikçe daha uzak.

Pandeminin hayatımıza girmesiyle birlikte kendimizle olan ilişkimize yeni bir boyut eklendi. Online toplantılar ve görüşmeler sırasında bir şeye çok maruz kaldık; kendimize… Konuşmaların çoğunda ekranın herhangi bir yerinde kendimizi görüyoruz.  Dolayısıyla bir ayna varmış gibi devamlı kendimize bakıp duruyoruz. Mimiklerimiz, onlardan doğan çizgiler ve o ışıkta burnumuzun aldığı şekil gözümüze çarpmaya başladı. “Ay şuram biraz daha şey mi olsa?”.

Filtreler özellikle ten dokusunu düzeltmeye yönelik çalışıyor. Olduğumuzdan daha genç ve kusursuz görünmenin ilk adımı. 

Tek bir hamleyle dudakları kalınlaştırıp, burnu daraltıp, bakışlara ışık getiren fitreler estetiksiz asla sahip olunamayacak bir görünüm sunuyor bizlere. 

Psikolog Martina Paglia sosyal medya filtrelerinin, en dayanıklı kişileri bile çok hızlı bir kendine güven ve bütünlük sorununa sürükleyebildiğinin altını çiziyor. “Filtreler bilinçaltında, ne kadar güzel olursan ol, kendini doğal halinle paylaşacak ve kabul edecek kadar iyi olamadığın inancını yaratıyor. Her birimiz elimizden geldiğince en iyi halimizle görünmeye çalışıyoruz ancak bu reel hayatta olduğu gibi görünmeyi reddetmeye dönüştüğünde kendine güven eksikliği ve kendini olduğu gibi kabul edememe problemine dönüşmüş oluyor.”

Eskiden kendimizi dergi kapaklarında yer alan dünyaca ünlü modellerle kıyaslardık. Sosyal medya yüzünden şimdi yelpaze genişledi. Kendimizi hem ünlü isimlerle hem de  kendi akranlarımızla, okul ve iş arkadaşlarımızla kıyaslar olduk. Genç ve yetişkin kadınlar arasında daha yaygın bir kullanıma sahip olan sosyal medya filtreleri, sanal alemde kendimizi daha iyi göstermemizi sağlarken, gerçek hayatta öz değerimizi yerle bir ediyor. 

Özellikle gelişim çağındaki bireylerde ve hassas bünyelerde ( – ki bu sıralar dünyada olup biten korkunç gerçeklerin etkisiyle her birimiz hassas bünyelere sahip olabiliyoruz) sanal alemde yarattığımız görünüm ile gerçek dünyada sahip olduğumuz görüntü arasındaki fark Beden Dismorfik Bozukluk (Body Dysmorphic Disorder) sendromunu yaratabiliyor. Bu arada nedir bu BDB? kısaca özetleyecek olursam; bir kişinin gerçekte olmayan ama  var olduğunu sandığı bir bedensel kusur ile aşırı uğraşması ya da bir beden kusuru varsa bile bunu aşırı abartması durumudur.

Onlar da insan! Ünlü isimler de filtreler kullanıyor. Geçtiğimiz yıl Kardashian kardeşlerin birlikte kırmızı bikinilerle yaptıkları çekimde. Aralarında belki de en filtreye ihtiyacı olmayacak olan Kendall Jenner, body shaping uygulaması yaptığı yönünde eleştirilmişti. Jenner’ın normal hali (soldaki) ve gerçek dışı yarattığı vücudu (sağdaki) 

PEKİ NE YAPABİLİRİZ?

İçinde bulunduğumuz çağın aksine davranmak demek olsa dahi, kendimize sahip çıkıp, öz değerimizi hatırlayalım derim.

1- Kimi takip ettiğine dikkat et

Gerçek yaşamların paylaşıldığı ve beden olumlaması içeren hesapları takip et. Bunun yanı sıra, seni herhangi bir nedenden dolayı negatif etkileyen tüm hesapları takipten çıkar. İçinde kıskançlık uyandıran veya yetersiz hissettiren hiç bir hesabı takip etmek zorunda değilsin, unutma kimi takip edeceğine SEN karar veriyorsun.

2- Ekranda geçirdiğin vakti azalt.

Eğer sosyal medyada ve filtre uygulamalarında çok vakit geçiriyorsan, bu alışkanlığını değiştirmenin vakti gelmiş olabilir. Farkına var ve odağını başka bir yöne çevir. Bir kitap, biraz yürüyüş, bir arkadaşınla sohbet, hatta telefonunda oynayacağın bir oyun bile buna yardımcı olabilir.

3- Farkındalığını artır

Vaktini neyle geçirdiğini ve bunun sana ne hissettirdiğini fark et. Alışkanlıklarını, kaçışlarını gör. Günün koşturması içinde, dakikalar gibi akıp gitmeyecek kadar değerlisin. Kendine sahip çıkmayı asla ihmal etme.

4-Kendini ihmal etme

Öncelikle kendine zaman ayırarak başlayabilirsin. Bu bazen bir enerji maskesi, bazen meditasyon, bazen spor, bir kaç sayfa okumak veya sadece köpeğini alıp minik bir yürüyüş yapmak bile olabilir yeter ki bunu tüm farkında olarak yap, yani aklın sağda solda olmasın. Ruhuna, bedenine ve zihnine iyi gelen herhangi bir şey, öz değerini hatırlamana yardımcı olacaktır.

5- Kendine şefkat göster

Bir deftere her gün kendinde beğendiğin bir özelliğini yaz. Bu dış görünüşünle, karakterinle alakalı veya yaptığın ve gurur duyduğun bir şey hakkında olabilir. Hemen aklına eleştireceğin yönlerin gelebilir, onları bir kenara koy ve iyi taraflarına odaklanmaya çalış.

6- Kendini sev

Sevmek bir olma halidir, neyi ve kimi sevdiğinin bir önemi yoktur. Sevdiklerine onları ne kadar çok sevdiğini söyle. Sonra aynanın karşısına geçip kendi gözlerinin içine bak ve SENİ ÇOK SEVİYORUM de. Önce kendini komik hissedebilirsin ama göreceksin, kendini sevmek çok güzel bir olma halidir ve sen sevilmeye değersin.

7- Yardım almaktan çekinme

Zaman zaman her birimiz hayatta zorlanıyoruz. Zihnimizin ve duygularımızın içinden çıkamadığımızda bir uzmanın desteğini almaktan doğal hiçbir şey olamaz. Yardım almak güçsüzlük demek değildir, aksine harekete geçmek ve kendi üzerinde çalışmak cesaret ister.

KEŞFET!

Kozmetik sektörünün lider markalarından Dove, yürütmekte olduğu Özgüven Projesi’nde “Güzelliğin endişe değil, kendine güven kaynağı haline getirilmesine yardımcı olmayı” hedefliyor. Reklam kampanyalarının yanı sıra, konunun uzmanlarıyla birlikte geliştirilmiş zengin kaynakları internet sitesinde paylaşıyor. Bu kaynaklar ebeveyn, öğretmen ve gençlik liderleri, gençlerde olsan özgüven sorunsalı hakkında desteklemeyi amaçlıyor.

TAKİBE AL!

@alex_elle

@positivelypresent

@asliinandik

@taylorstracks

@myselflovesupply

Written By
More from Deniz Konuk
Bir Bebeğin En Büyük Adımlarından Biri: Bezi Bırakma
Bez bırakmanın erken çocukluk döneminin en önemli bağımsızlık ve kontrol etme adımlarından...
Read More
Leave a comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir