Bazı filmler var ki akıllarımıza başrol oyuncusunun güzelliği ve tarzıyla kazınmış. Öyle ki film iyi olmasa bile o kadınlar yüzünden tekrar ve tekrar izlenir o filmler. işte Güzellik Yayında’dan Dünden Bugüne Filmlerdeki En Güzel Kadınlar listesi. Bakalım sizinkiyle uyan var mı?
- VICKY, CRISTINA, BARCELONA/ PENELOPE CRUZ
Ne Vicky’yi oynayan Rebecca Hall’dan bahsediyoruz ne de Cristina’ya can veren, etine dolgun sarışın afet Scarlett Johansson’dan..Kuşkusuz bu filmin en güzel kadını, deli çatlak halleriyle ressam bir ispanyol olan Maria Elena yani Penelope Cruz.
Dağınık, gelişi güzel bırakılmış uzun saçları, makyajını silmemiş, hafif buğulu efektli gözleri, hiç ruj sürülmeden İspanyolcanın tınısıyla kabaran dudakları ve sanırsak partneri Javier Bardem’le oynamanın verdiği gazla ve rahatlıkla iyice tutkulu görünmesini sağlayan halleri …
EN SAHNE: Çıplak vücuduna giydiği salopetle resim yaptığı sahne, bir kadının seksi olmak için ne makyaja ne yapılı saça ne topuklulara ne de şık, pahalı bir elbiseye ihtiyacı olmadığının en güzel kanıtı.
2. PRETTY WOMAN/ JULIA ROBERTS
Böyle bir liste onsuz olabilir miydi? Julia Roberts bir daha hiç bir filminde bu kadar güzel ve çekici olamadı ne yazık ki. Pretty Woman’da canlandırdığı hayat kadını Vivian, 90’ların ikonlarından biri. Dağınık kızıl kahve dalgalı saçları, her biri 1.10 cm olan bacakları vekocaman gülümsemesiyle akıllarımıza kazınmış bir kadın.
EN SAHNE: Neredeyse her sahnede ayrı bir enerjiye sahip olan Roberts, yine de kırmızı tuvaletli haliyle operaya gittiği sahnede, saç ve makyajıyla zamansız bir güzelliğe sahip. Ayrıca büyük bir ağıza sahip olup kıpkırmızı ruju bu kadar iyi taşımak her yiğidin harcı değildir.
3. HORS DE PRIX/ AUDREY TAUTOU
Audrey Tautou’nun tatlı şirin bir Amelie olduğunu düşünüyorsanız bu filmle aslında ne kadar seksi ve güzel bir kadın olduğunu keşfedeceksiniz. Zengin erkek avcısı Irene rolünde bir harika, öyle ki yaptığı işi bile bir yerden sonra izleyiciye sevdirmeyi başarıyor. Her sahnede ayrı bir şıklık ve zarafet içerisinde ve elbette seksilik. İzlerken vücudunun bir manken kadar ince ve biçimli oluşu da hayretler içerisinde bırakıyor insanı.
EN SAHNE: Halat detaylı boyundan bağlı, derin göğüs dekolteli kıyafetle otelin barında görevli Gad Elmaleh’iyi zengin sanıp baştan çıkarttığı sahne. Klasik bir Fransız kadını olarak uğraşılmamış saçlara , varla yok arası bir makyaja ve hayat kadını olmasına rağmen bir klasa sahip olmasına şaşırmamak gerekiyor.
4. SCENT OF A WOMAN / GABRIELLE ANWAR
Eminiz başrolünde bir kadın mı vardı ki bu filmin diye düşünmeye başladınız, hayır yoktu. Al Pacino ve Chris O’Donnel’in başrollerini paylaştığı filmin yan rollerinden birinde Donna’yı yani Gabrielle Anwar’ı hatırlayacaksınız, tamam peki tango sahnesindeki zarafet desek, şimdi anladınız değil mi?
EN SAHNE: Sinema tarihinin en ikonik dans sahnelerinden biri olmakla birlikte, bir kadının sadece küçük siyah bir elbiseyle, en gelişi güzel topuzla ve yok denecek bir makyajla nasıl bu kadar zarif, feminen ve güzel görünebileceğini gözler önüne seriyor.
5. THE MARRIYING MAN/ KIM BASINGER
Alec Baldwin’in ile birlikte oynadıkları, aşk hikayelerinin başlangıcı olan film, aynı kadınla 4 kez evlenen bir adamın hikayesi. Ama ne kadın! Kim Basinger 90’ların en güzel sarışınıydı, her filminde de ayrı güzeldi ama bu filmde oynadığı rolün enerjisi mi diyelim, Alec ile başlayan aşkın ateşi mi, birşeyler çok farklı.
EN SAHNE: Tabi ki inanılmaz kadınsı, nostaljik ve göz alıcı göründüğü, mor saten elbisesi ve açık iri dalgalı saçlarıyla sahnede şarkı söylediği sahne. Zaten filmde Baldwin de bu sahnede kendisinden gözlerini alamayıp evlenme teklif etmemiş miydi?