Hızlı Hayatınızda Kendinize ‘Bir Dur’ Deme Becerisine Sahip Misiniz?

HAZIRLAYAN : AYŞE DEMİR

Yoğun, karmaşık ve hızlı hayatlarımızda adeta bir robot gibi yaşıyor, durup dinlenmeden ve anı hissedemeden sürekli geleceği düşünüyor, üstelik bu sürekli hareket etme ve yapma halini de başarıyla bir addedip kendimizle gurur duyuyoruz. Şimdi öncelikle yazıyı okuyun, kendi içinize dönmeye çalışın, sizi o içine yuvarlandığınız kaostan alıkoyacak ana odaklanın ve “bi dur” deyin! Yavaşlayıp durabilmenin pozitif getirilerini keşfettikten sonra hayatınızın her alanında çok daha mutlu olacak, çok daha bilinçli yaşayacaksınız.

Durma Halinin Ne kadar Değerli Olduğunu Hatırla!

Biz insanları hayvanlardan ayıran temel özelliklerimizden biri etki ve tepki oluşturan hareketlerin arasına bir duraksama anı yerleştirebilme özelliğimiz; yani yeni bir eyleme geçmeden önce ‘bi dur’ diyebilme becerimiz. Beceri diyorum çünkü bu kası çalıştırmadan da bir ömür geçip gidebilir. O durma ya da durabilme halinin ne kadar değerli olduğunu hatırlamakta fayda olduğunu düşünüyorum çünkü üzerine çalıştığımız bilinçli farkındalık pratiği işte o anlarda tüm melekeleriyle beraber bizimle olabiliyor ve bir sonraki adımımızın yönünü belirleyebiliyor.

En Büyük Başarı; Her Şey Hızla Dönerken Durabilmek

Ancak gelin görün ki içinde bulunduğumuz yaşam koşulları, toplumsal koşullandırmalar, teknoloji ve sosyal medya bizi her geçen gün bu duraksama anlarını tatmaktan alıkoyuyor. Durmak bilmeyen bir yarışın içinde, sürekli “yapma” halinde, zamanın nasıl geçtiğini anlamadan ve bile bile kendi üzerimize gidip kendimizi tüketiyoruz. Bunu yaparken de sanki bir başarı elde ediyormuşçasına kendimizle gurur duyuyoruz. Kanımca bunun bir nedeni temelde yatan güvensizlik ya da yetersizlik duygusu. Bir diğeri de başarıyı yanlış tanımlamış olmamız. Halbuki en büyük başarı etrafındaki her şey deli bir hızda dönerken senin durup o anki durumu tespit edebilmen ve içinde kalabilmen.

Aşırı sorumluluk alarak, kimseye dur deme cesaretini gösteremeden ve sürekli bir “yapma” halinde kendimizi tüketiyor, kaotik hayatın yükü altında eziliyoruz. Buna bir son verme zamanı çoktan geldi de geçiyor! O halde şimdi durun!

Hiçbir Şey Yapmadan Sadece 7 Dakika Sabredebiliyoruz!

Burada çok enteresan bir deney paylaşmak istiyorum. İnsanları bir odaya koyup hiçbir şey yapmadan beklemelerini söylüyorlar. Ama odaya girmeden önce hepsi küçük bir deneye tabii tutuluyor; dışarıda bir şok cihazı var, tüm denekler bu cihazın düğmesine bastıklarında sağlam bir elektrik şokuna uğruyorlar. Bu cihaz da onlarla beraber odaya konuluyor ve kendilerine birazdan birilerinin gelip onlara ne yapmaları gerektiğini söyleyeceği bildiriliyor. Cihaza basmadan en uzun bekleyebilen kişinin sabretme süresi yedi dakika! İnanılmaz değil mi? Düğmeye bastığında elektrik çarpacağını bile bile sıkılıp harekete geçen ve duramayan birer varlığız biz. Devamlı uyaran arıyoruz, olmadığında sıkılıyoruz.

Hayatınızda Nasıl Duraksama Anları Yaratabilirsiniz?

Benim de sınavım tepkisellik. Bunu gerçekten kavradığımdan beri kaynaklarımı geliştirmek, hemen cevap vermeden ya da harekete geçmeden önce bir duraksama anı yaratabilmek için var gücümle çalışıyorum. Şanslıyım çünkü benim için o kaynaklardan en değerlisi çoğunlukla yoga matım ya da doğa. Gerçekten yaptığımın farkında olduğum ve o farkındalık büyüdükçe kendimi daha geniş ve daha bütünle bir hissedebildiğim yer doğa ve yoga dünyası. Pratiğim o alanlarda geliştikçe umuyorum ki bu duraksama anını trafikte, biriyle tartışma anında ya da sıkışıp zorlandığımda harekete geçirebileyim.

Dediğim gibi bu beceriyi geliştirebilmek, bir kasın boyutunu değiştirebilmek için verilen çabayla aynı ve yöntem aslında çok basit. Kocaman bir nefes almak, şöyle bir etrafına bakınmak ve belki hoşuna giden bir obje seçip onu detaylıca incelemek… İnanın ümit var; yeter ki zihnimizdeki başarı kalıplarını değiştirebilelim.

Written By
More from matakoglu
Leave a comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir