Hepimiz farklıyız. Aynı olaylara, aynı beslenmeye, aynı egzersiz şekline vücudumuz farklı cevaplar veriyor. Kendimiz için en doğrusu nedir? Sorusunun cevabı genlerimizde saklı.
Nereye gitsem, nerede bir grup görsem bi beslenme tartışmasının içinde bulu veriyorum kendimi.
Yok kimisi kahvaltı yapmamalı diyor, bir diğeri glutensiz hayat en doğrusu diye diretiyor, bir grup yeni çıkan tek öğün beslenmeye körü körüne inanmış, her kafadan ayrı bir beslenme programı çıkıyor
Diyetisyen olduğumu öğrenince de elbette hemen dönüp soruyorlar, peki doğrusu hangisi?
Hepsi. Evet yanlış anlamadınız, hepsi doğru.
Çünkü hepimiz farklıyız. Bu yüzden birine çok iyi gelen herhangi bir vitamin, mineral kullanımı, ya da beslenme veya egzersiz programı diğer bir kimsede hiç işe yaramıyor.
Kendimiz için en doğru yaklaşımı ise deneme yoluyla bulmak gerekiyor. Bu yol uzun ve çok uğraşlı olabilir. Hatta yıllarınızı alabilir. Ama artık onun da kolayı var.
GENETİK ANALİZLER
Genetik analizleri diğer testlerden ayıran en büyük fark. Hayat boyu bir defa yapılması. Yani son dönemde çok iyi de beslensen, çok fena şeyler de tüketsen asıl ne olduğun hiç değişmiyor.
Genelde ağız içinden tükürük örneği alınarak yapılıyor. En geç 1 ay içinde de genetik raporlarınız çıkıyor.
PEKİ AMA NELER ÖĞRENİYORUZ?
-
Günde ne sıklıkla ve neleri yiyerek beslenmeniz gerektiğini
-
Karbonhidratlar ve yağ arasında hangisinin sizin için daha tehlike oluşturduğunu
-
Antioksidasyon ve detoksifikasyon seviyelerini
-
İnflamasyon kişinin kendi kendini içten hiç bir neden olmadan hasta etmesidir. Bazı insanlar bu duruma çok yatkındır.
-
Alkol, kafein ve tuzu ne kadar tüketmen gerektiği
-
Bağırsak alışkanlıklarını etkileyen durumların neler olduğunu
-
Gluten ve laktoz hassasiyetini
-
Hangi sporun sana uygun olduğunu, haftada kaç gün antrenman yapman gerektiği ve ne kadar sakatlık riski taşıdıığını.