Sosyal medyanın etkisiyle sürekli yenilenen akımlar ve trendler güzellik sektörüne de yansıyor. Peki tarihin tanıklık edemediğimiz dönemleri ne gibi sürprizlerle dolu? Sizi şaşırtıcı bir güzellik yolculuğuna çıkarıyoruz.
Mısır’da İçilebilir Parfümler
Bir zamanlar içilebilir parfümler de vardı desek… Parfüm, Antik Mısır’da sadece kozmetik için değil tıbbi amaçlarla da kullanılıyormuş. Mısır’da o dönemlerin en popüler parfümü olan Kyphi, şifalı olduğu düşünülen ve karaciğer problemlerini tedavi eden bir içeriğe sahip: Şarap, çeşitli yemişler ve bal…
Sarışının Fendi…
Antik Yunanlılara göre sarışınsanız, hayata 1-0 önde başlıyorsunuz demekti. Tıpkı kültürümüzdeki gibi sarışınlara az rastlandığı ve egzotik geldiği için, nadir olanın el üstünde tutulmasını anlayabiliyoruz. Şaşırtıcı olan ise kadınların saç rengini açmak uğruna “arsenik” kullanmaları.
Cilt Bakımında Uç Nokta
Tükettiğimiz bazı gıdaların güzellik için kullanılmasına aşinayız. Bu orta çağlardan beri var olan bir alışkanlıkmış. Bal, meyveler, yemişler, çeşitli bitkiler, yumurta ve birçok malzemeden cilt maskesi yapılıyor; bunları görmeye alışkınız. Ancak eskiden, güzellik uğruna ve kırışıklıkları önlemek adına timsah yağının kullanıldığı karanlık bir dönem olduğunu biliyor muydunuz?
Upuzun Saçlar
Eskiden Japon kadınların güzelliği, saçlarının uzunluğu ile ölçülüyormuş. Hatta ideal saç, bel hizasından yaklaşık 60 santim daha uzun olarak kabul ediliyormuş. Anlaşılan o ki o dönem Japon kadınlar için zorlu ve yorucu bir süreç.
Tarihteki İlk Kalıcı Ruj
Rönesans döneminde İtalyan kadınlar birkaç malzemeyi bir araya getirerek kendi kırmızı rujlarını üretmişler. Malzemeler ise şöyle: Kırmız otu, sandal ağacı ve gres yağı. Bu rujların en büyük özelliği ise, bir hafta boyunca dudaktan çıkmamasıymış.
Altın Çağ’a Rağmen Bronzluğa Hayır!
İspanya’nın Altın Çağı’nda beyaz ten öyle bir takıntı halindeymiş ki, kadınlar bu cildi korumak adına kil yiyormuş. Bunu yaparken sebep olabileceği kansızlık onlar için pek önemli değildi anlaşılan. Bu takıntı 18. yüzyıl sonlarında Fransa’da Marie Antoinette ve Fransız Mahkemesi üyelerine de sirayet etti (Marie Antoinette filminde Kirsten Dunst’ün makyajından da anlayabilirsiniz). Bembeyaz bir cilt tonu için: balmumu, balina yağı veya bitkisel yağlarla birleştirilen beyaz tozlar kullanıyorlardı.
Savaştaki Kadınlar
İkinci Dünya Savaşı’nda görev alan hemşirelerin ruj kullanması çok önemliymiş. Kaynaklara göre bunun birincil nedeni askerleri bir nebze yatıştırmak… Bir diğer sebep, hemşirelere öncelikle bir kadın olduklarını, daha sonra asker olduklarını hatırlatmakmış.
İlkel Saç Spreyi İle Tanışın
Henüz saç spreylerinin yerinde yeller esiyorken, kadınlar saçlarını yağlı bir briyantin ile düzleştirmeyi veya su ve alkol karışımında çözeltilmiş cila ile sabitlemeyi tercih ediyorlardı.
Güzellik Kazandırır
Hollywood’ta makyaj artistleri ve profesyonel fotoğrafçılarla çalışan kadın politikacıların, dönemin seçim kampanyalarında rakiplerinden daha fazla oy aldığını biliyor muydunuz? Üstelik yüzde 30 gibi bir farkla. Gerçi görselliğin ve estetik bir görünümün günümüzde de bir adım öne taşıdığı yadsınamaz bir gerçek.