NEREDE O ESKİ AŞKLAR…

Tüketim çağında yaşıyor ve bir çok şeyi tükettiğimiz gibi ilişkileri de tüketiyoruz. Hadi zaman tünelinde, çok değil, biraz  geri giderek ilişkilerimize değer katan eski alışkanlıklarımızı hatırlayalım.

Alo?

Cep telefonu elimiz ve ayağımız olmadan hemen önce, sevgililer birbirine telefon randevusu verirlerdi. Randevu verilen saatlerde aşıklar evde, telefonun başında beklerlerdi birbirlerinin sesini duyabilmek iiçin. O telefon konuşmasının değerini düşünsenize… Hele birbirinden uzakta yaşayan sevgililer! Hayat durur, eve kapanılırdı telefon gelecek de bari sesiyle özlem giderilsin diye.

Bugün, sevgili aradığında cep telefonu sessize alınabiliyor. Telefona cevap verilmediğinde defalarca geri aranıyor, Whatsapp mesajı atılıyor; “Neden açmıyorsun?”diye..

İletişim kolaylığı bir yandan hayatımıza çok büyük rahatlık sağlamış olsa da, bazen sevgilinin sesini duymanın veya yüzünü görmenin ne denli kıymetli olduğunu unutturabiliyor insana.

Binlerce aşk mektubu

Eskiden aşk mektubu diye bir şey vardı.  Duyguları en iyi şekilde ifade edecek kelimeler bulunana kadar uzun uzun düşünülürdü üzerinde. Sevgilinin kişilik özellikleri el yazısından anlaşılır, şairane cümleler içinde hayallere dalınırdı. “Burada ne demek istedi acaba” diye bütün akşam düşünülür, onu anlamak için vakit harcanırdı. Sevmek özen ve zaman alırdı yani. Sonra tüm mektuplar saklanır, zaman içinde geri dönüp okunurdu.

Bugün, hızlı mesajlar gönderiliyor. Bırak kelime seçimine özen göstermeyi, emojiler her duyguyu anlatabildiği için biz de onlarla konuşmayı tercih eder olduk. 

Kim bu yakışıklı?

Sosyal medya hesaplarını unutun. Eskilerde, biri hakkında fikir sahibi olmak için görüşmek, konuşmak, zaman geçirerek tanımaya çalışmak gerekirdi. Kim olduğunu öğrenmek için günler, aylar geçerdi belki de. Bugün, sosyal medya hesaplarımız vitrin görevi görüyor. Yani ön eleme süreci hiç konuşmadan bile yapılabiliyor. Kimlerle takılır, nerelere gider, işi gücü nedir, ailesi kimlerdir? Bütün cevaplar sosyal medya hesabında ve herkesin erişimine açık bir vaziyette.

Slm, nbr, bye…

Kolay iletişim yolları hayatlarımızı ele geçirirken karşımızdakinin duygularına gösterdiğimiz özen kum tanesine dönüşmekte. Eskiden, önemli bir konuyu konuşmak için mutlaka buluşulurdu. Mutlaka “yüz yüze konuşalım”dı. Düşünsenize, tanışıp sevgili olana kadar kaç ay geçmiş, ne emekler verilmiş, sabredilmiş. Bugün, tek bir mesajla ilişkiler bitebiliyor. Bu durum da, günümüz ilişkilerin değerini hepten sorgulatıyor.

Peki dönem buysa biz ne yapalım?

Biraz daha değer verelim derim ben. Özünde önemli olan noktaları hatırlayalım. Kelimelerin güzelliğini, duygunun gerçekliğini, saygının kıymetini… İmkan varsa eğer önemli konuları mesajla konuşmayalım mesela, yüz yüze görüşmeyi bekleyelim. Hem böylece konuyu biraz daha düşünmüş olur, fevri davranışlarda bulunmayız.

Özel günlerde veya herhangi bir günde küçük bir not dahi olsa el yazımızı bırakalım sevdiğimize, saklayabileceği bir şey olsun. Mesaj yazarken kalp emojisi göndermek yerine “Seni seviyorum” diyelim her seferinde, sıkılmadan.

Biriyle ilk defa buluşmadan önce sosyal medya hesaplarına bakmayarak, olayın sürprizini kaçırmayalım. Onunla vakit geçirerek tanımaya bir şans verelim. Saatlerce mesajlaşmak yerine telefonla arayıp konuşalım, sesinin rengine aşina olalım. Kısacası daha derin, daha gerçek olalım. Balık burcuyum ben. Haliyle; kokusu, dokusu ve tınısıyla yaşayalım aşkı diyorum.

Eskilerin bir bildiği olsa gerek ki, günümüzde fazlasıyla kısalan ilişki süreleri ve biten evliliklere şahit oluyoruz. İnsan ilişkisi için emek verdikçe ona karşı hoşgörü ve sabır sahibi oluyor. Karşılıklı emek vererek değer, sevgi ve saygı biriktiriyoruz.

İlişkilerin yüzeysel bir şekilde değil derinlemesine yaşandığı ve sevginin daim olduğu bir şubat ayı dilerim…

BENCE İYİ FİKİR!

Sözlü fotoğraf

En beğendiğin fotoğrafı, çerçevenin yarı boyutunda bastır. Fotoğrafı, çerçevenin boyutunda kaliteli bir kağıdın ortasına yapıştır ve etrafına yazı yaz. Şarkı sözü, şiir veya ona verdiğin değeri anlatan bir yazı yazabilirsin mesela.

Anı panosu

Birlikte gittiğiniz seyahatlere ait sıcacık kareleri polaroid kağıdına bastırarak bir anı panosu hazırlayabilirsin. Aralara o seyahate ait tren bileti, restaurant kartı gibi minik detaylar serpiştirmeyi unutma!

Anı panosu için @sosyopix adresini ziyaret edebilirsin. Böylece hem fotoğrafları hem de pano için gerekli malzemeleri tek adresten çözmüş olursun.

Written By
More from Deniz Konuk
KADIN OLMAK…
Ben şanslı bir kız çocuğu olarak geldim dünyaya. İdeolojik olarak değil, olduğu...
Read More
Leave a comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir