Hazırlayan: İlayda Velioğlu
Arter – Farz Et Ki Sen Yoksun
29 Aralık 2024’e kadar ziyaret edilebilir.
Selen Ansen’in küratörlüğünü üstlendiği Farz Et Ki Sen Yoksun sergisi, bir koleksiyonerin hayalleri ve hayata geçirdikleri üzerinden özel bir dünyayı izleyicilere sunuyor. Arter’in 3. ve 4. katlarında yer alan bu etkileyici sergi, 400’den fazla sanatçının eserlerini, anonim yapıtları, seri üretimleri ve çeşitli nesneleri bir araya getiriyor. Ömer Koç Koleksiyonu’ndan seçilen eserler, özel bir koleksiyonun sınırlarını aşarak kamuya açılan bir seçkiye dönüşüyor. Sergi, bir koleksiyonun sadece birikim değil, yaşayan bir beden olarak görülebileceğini gösteriyor. Gündelik nesneler ile olağanüstü olan arasındaki bağları araştırırken, koleksiyonerin kişisel yorumuyla şekillenen kitaplar, koltuklar, resimler ve heykeller gibi parçalar, insan olmanın tüm yönlerini gözler önüne seriyor.
Dirim – Jan Zöller: Başkalarıyla Sohbet
29 Aralık 2024’e kadar ziyaret edilebilir.
Dirimart, Alman ressam Jan Zöller’in Türkiye’deki ilk kişisel sergisi Başkalarıyla Sohbet ile sanatseverleri özgün bir keşfe davet ediyor. Alman küratör Martin Engler’in küratörlüğünü üstlendiği sergi, sanatçının çok yönlü pratiğini ve resmin olanaklarına getirdiği alışılmışın dışındaki yaklaşımı gözler önüne seriyor. Serginin başlığı olan Başkalarıyla Sohbet, kuş benzeri varlıklar ve soyut imgelerle oluşturulan çoksesli bir anlatıyı simgeliyor. Bu varlıklar, resimlerden dışarı taşarak izleyiciyle iletişim kurarken, aynı zamanda serginin merkezinde yer alan çokkatmanlı bir kakafoni yaratıyor. Sergi, yalnızca görsel bir keşif değil, aynı zamanda fiziksel bir deneyim sunuyor.
İstanbul Modern – Olafur Eliasson: Senin beklenmedik karşılaşman
9 Şubat 2025’e kadar ziyaret edilebilir.
Olafur Eliasson, Türkiye’deki ilk kişisel sergisi Senin Beklenmedik Karşılaşman ile İstanbul Modern’de sanatseverlerle buluşuyor. Sergi, Eliasson’un otuz yıllık kariyerinden kesitler sunarken, sanatçının ışık, renk, algı, hareket, geometri ve çevre gibi konulara duyduğu derin ilgiyi yansıtıyor. Sergi, Eliasson’un eserleriyle izleyiciyi dinamik bir keşif sürecine davet ediyor. Ziyaretçiler, ışık, renk ve hareket aracılığıyla etkinleşen mekânsal yerleştirmelerle karşılaşıyor. Sanatçının eserleri, izleyicilerin yapıtlarla kurduğu ilişki üzerinden anlam kazanıyor ve her bir karşılaşmayı benzersiz kılıyor. Eliasson’un geometri ve malzeme araştırmalarını yansıtan seçki, hem doğanın hem de insan algısının sınırlarını sorguluyor. Sergide yer alan çalışmalar, izleyiciyi farklı bakış açılarını keşfetmeye teşvik ederken, müze mimarisi ve Boğaziçi manzarasıyla kurduğu etkileşim sayesinde mekanla güçlü bir bağ kuruyor.
Art Sümer – Civan Özkanoğlu: As We All Know
28 Aralık 2024’e kadar ziyaret edilebilir.
ArtSümer, Civan Özkanoğlu’nun As We All Know başlıklı kişisel sergisini sanatseverlerle buluşturuyor. Özkanoğlu, arşivindeki fotoğrafları yeniden değerlendirerek, bu temel malzemeyi videolar ve yerleştirmelerle yeniden yorumluyor. Özel olarak tasarlanmış “iç içe bir mekânda” gerçekleşen sergi, sanatçının günlük hayatın absürtlüklerine odaklanan bakış açısını izleyiciye sunuyor. As We All Know, yaşamın doğal kabul edilen akışını ve sosyal bağlamla ilişkisiz gibi gösterilen toplumsal meseleleri sorguluyor. Sergi, devlet şiddeti, temsil ve inkâr üzerinden yeniden şekillenen toplumsal gerçeklikleri ve hafızayı tartışmaya açıyor.
Anna Laudel – Ramazan Can & Cem Sonel: All The Good Memories Are Stored
12 Ocak 2025’e kadar ziyaret edilebilir.
Sergi, geleneksel dokuma tekstiller ile beton, neon ve LED gibi modern materyalleri bir araya getiriyor. Bu alışılmadık kombinasyon, zaman ve hafızanın akışkan doğasını vurgulayarak tarihi ve moderni bir diyalog içinde sunuyor. Dijital LED unsurların geleneksel halı motifleriyle bütünleşmesi, kültürel öğeleri çağdaş bir bakış açısıyla yeniden yorumluyor ve kişisel anılarla kolektif hafıza arasında bir köprü kuruyor. Ramazan Can’ın geleneksel dokuma tekniklerine dayanan eserleri ile Cem Sonel’in dijital yapı taşlarına odaklanan işleri, görünüşte farklı olsalar da ortak bir anlatıda buluşuyor. Can’ın dokumalarının çözgü ve atkı iplikleri, Sonel’in piksel temelli dijital kompozisyonlarını çağrıştırarak geçmiş zanaatkârlık ile modern teknolojiyi harmanlıyor. Bu uyum, izleyiciyi gelenek ve yenilik arasındaki kesişim noktalarını düşünmeye davet ediyor.
Galerist – Burcu Yağcıoğlu: Küçük Kara Işık
21 Aralık 2024’e kadar ziyaret edilebilir.
Burcu Yağcıoğlu’nun üçüncü kişisel sergisi Küçük Kara Işık, hareketsizliği ve rehaveti radikal varoluş biçimleri olarak ele alıyor. Sanatçı, kolaj, desen, porselen ve mekâna özgü yerleştirme gibi farklı tekniklerle çok katmanlı eserlerinde ataletin kökenlerine derin bir yolculuk sunuyor. Sergi, ismini Ursula Le Guin’in Tao Te Ching çevirisinden alıyor ve günümüzün sürekli ilerleme arzusuna karşı, durmayı ve “yapmamayı yapmayı” öneriyor. Yağcıoğlu, psikanalizden biyolojiye, fizik ve mitolojiden bilim-kurguya kadar geniş bir yelpazeden beslenerek üretim ve büyüme odaklı düşünce biçimlerini yeniden kurguluyor.
Ambidexter – Ayda Demirci: İki
28 Aralık 2024’e kadar ziyaret edilebilir.
Ayda Demirci’nin 2024 tarihli eserlerinden oluşan İki sergisi, sanatçının ikili çalışma alışkanlığından ilham alıyor. Tuval ve kâğıt üzerine yağlıboya eserlerden oluşan bu sergi, resimlerin kendi aralarında kurduğu ilişkilerle öne çıkıyor. Bu bağlar, bazen aynı anda başlayan çalışmalar, bazen boyutlar arasındaki gruplaşmalar, bazen de benzerlik ve karşıtlıklar üzerinden şekilleniyor. Demirci, İstanbul’daki atölyesi veya gezilerinde karşılaştığı farklı coğrafyalardan aldığı ilhamı renk ve form üzerinden kayda geçiriyor. Ancak bu görsel notlar belirgin bir hikâye anlatmak yerine, resim için bir başlangıç noktası oluşturuyor.
Sakıp Sabancı Müzesi – Georg Baselitz: Son On Yıl
2 Şubat 2025’e kadar ziyaret edilebilir.
Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM), çağdaş sanatın en etkili isimlerinden biri olan Alman ressam, baskı sanatçısı ve heykeltıraş Georg Baselitz’in eserlerini, Akbank’ın desteğiyle Son On Yıl başlıklı sergiyle sanatseverlerle buluşturuyor. Sergi, sanatçının son on yılda ürettiği yüze yakın anıtsal boyuttaki resim ve heykeliyle SSM’nin tüm galeri alanlarına ve bahçesine yayılıyor. Ayrıca, sanatçının gravür çalışmalarından oluşan kapsamlı bir seçki de eşzamanlı olarak Akbank Sanat’ta sergileniyor. 1980’lerden bu yana uluslararası sanat dünyasında büyük bir etki bırakan Georg Baselitz, İkinci Dünya Savaşı sonrası Alman sanatına yeni bir kimlik kazandıran öncüler arasında yer aldı. 1969’dan itibaren eserlerini baş aşağı resmetmeye başlayan sanatçı, bu yaklaşımıyla figürasyon ve soyutlama arasında özgün bir denge kurdu. Bu yöntem, geleneksel resim tekniklerini yeniden şekillendirmesine ve biçimi içerikten arındırarak farklı bir perspektif sunmasına olanak sağladı.
Pi Artworks – Xiaoze Xie: Kayıp Hikayeler ve Geri Kazanılan Tarihler
28 Aralık 2024’e kadar ziyaret edilebilir.
Kayıp Hikayeler ve Geri Kazanılan Tarihler sergisi, Xiaoze Xie’nin ünlü Kütüphane Serisi’nden yakın dönemde tamamlanan eserleri bir araya getiriyor. 1993 yılında başlayan ve sanatçının en kapsamlı projelerinden biri olan bu seri, kitaplar, kütüphaneler ve tarihî olaylar arasındaki karmaşık ilişkileri ele alıyor. Sergi, hafızanın kırılganlığını ve tarihin aşınmasını çarpıcı bir şekilde sorguluyor. Xie’nin sanat pratiği, kültürel koruma, kayboluş ve hafızanın kırılganlığı gibi temalara odaklanıyor. Sanatçı, kitapları hem geçmişin izlerini taşıyan hem de zamanın aşındırıcı etkisine karşı savunmasız olan bir metafor olarak kullanıyor. Bu resimler, tarihin ve hafızanın nasıl korunduğunu ya da unutulduğunu derinlemesine sorguluyor.