Dengeyi Geri Kazanmak
Hayatın her alanda bir dengesi var; denge ne zaman bozulursa o sırada problemler ortaya çıkıyor. Aynısı cildimiz için de geçerli. Ciltte bazı yapı taşlarının azalması ya da çevresel bir takım faktörlerin artışı cilt üzerinde yaşlanma etkilerini artırabiliyor. Bu yazıda artan faktörleri azaltmayı, azalanları ise artırmayı hedefleyerek denge haline dönmeyi ya da en azından dengeye yakın bir yerlerde durmayı amaçlamanın iyi yaş alma üzerindeki olumlu etkilerine değindik.
Azalan 3 Faktör
Yaşımız ilerledikçe cilt dokusunda bir takım değişiklikler de beraberinde geliyor. Bu değişiklikleri cildimizde ince çizgi, kırışıklık ve sıkılık kaybı olarak gözlemliyoruz. Azalan bu faktörleri artırmayı amaçlayarak daha genç ve sağlıklı görünen bir cilde ulaşabiliriz.
- Antioksidanlar
Antioksidanlar serbest radikalleri etkisiz hale getiren en önemli bileşenlerdir. Serbest radikaller hücresel yapıya (lipidlere ve proteinlere) zarar vererek gözle görülen kırışıklıklara neden olurlar. Antioksidanlar ciltte doğal olarak bulunur ve çevresel faktörlerin yarattığı serbest radikalleri nötr hale getirerek cildi korurlar. Fakat yaşla birlikte cildin doğal antioksidan seviyesi düşmeye başlar; bu da cildin serbest radikallere karşı daha savunmasız kaldığını gösterir. İyi haberse cilde antioksidan takviyesi yaparak, serbest radikallerin hücre yıkımına izin vermesinin önüne geçebiliriz. Cilt bakımında başlıca antioksidanlar C Vitamini, Retinol, Niasinamd, yeşil çay özü olarak sıralabiliriz. Cilt bakım ürünlerinizde bu içeriklerin yoğunluğunu arttırarak cilde tutunmalarını sağlayabilir ve kırışıklıkların oluşumunu geciktirmede etkin rol oynamalarını sağlayabilirsiniz.
İpucu: Antioksidanları gündüz cilt bakım rutininize dahil ederek güneş koruyucunuzun etkisini arttırabilirabilirsiniz. Güneş hassasiyeti yaratmayacak %10 oran altında saf C vitamini (Asborbic Acid), oran fark etmeksizin türev C vitamin formları (Sodium Ascorbyl Phosphate gibi), Ferulik Asit, Niasinamid, Yeşil Çay Özü içeriklerini barındıran serum ya da kremleri güneş koruyucu öncesinde cildinize uygulayabilirsiniz.
Ürün önerisi: Drunk Elephant C-Firma Day Serum
%15 oranda saf C vitamini formu olan Ascorbic Acid içeren, cilde anında parlaklık uzun vadede ise kırışıklar üzerinde etki eden başarılı bir serum. Bu serumun en büyük özelliği şişede, kararsız bir molekül olduğu için, çok çabuk okside olan saf C vitaminini toz halinde pakette bulundurması. Siz ürünü satin aldıktan sonra toz C vitaminini ayrı bir şişede bulunan baz formül ile karıştırıp, active ediyorsunuz. Böylece ürün rafta beklerken okside olmasının önüne geçilmiş, taptaze etkinliğini yitirmeden ürünü kullanıyorsunuz. Formülünde cildi aydınlatan meyan kökü özü, antioksidan olarak Ferulik Asit, üzüm suyu özü ve E vitamini yer alıyor.
- Kolajen Üretimi
Yaşla birlikte fibroblastlar daha az kolajen ve elastin lifleri üretmeye başlar. Bu da derin kırışıklıklar ve sarkmaların başlıca sebebidir. Cildin doğal olarak daha fazla kolajen ve elastin üretmesi için fibroblastların harekete geçmesi gerekmektedir. Fibroblastları uyaran en etkili içerik, cilt bakımında altın standart olarak kabul edilen A vitamini olan retinoidlerdir. Kozmetik ürünlerinde kullanılan retinoid formları sıklıkla Retinol, Retinal ve Retinyl Palmitate olarak karşımıza çıkar.
Cilt bakım rutininize bu A vitamin türevlerini ekleyerek azalan kollajen üretimini tekrar arttırabilirsiniz. Cildi UV ışınlarına karşı hassas hale getireceklerinden gündüz güneş koruyucu sürmeyi atlamamalısınız. Ayrıca belirtmekte fayda var; hamile ve emzirenlerin kullanımı sakıncalı olduğu için bu özel dönemlerde bu içeriklerden kaçınılması gerekir
İpucu: Retinoidlere başlamak için en uygun mevsim sonbahardır. Haftada bir kez, daha sonra iki, sonraki haftalarda sayıyı arttırarak cildinizi alıştırabilirsiniz. Daha önceden A vitamini kullandıysanız, yazın cildinizi güneşten çok iyi koruyacağınızdan eminseniz, kullanmaya devam edebilirsiniz. A vitamini türevleri çok güçlü olduğu için C vitamini ya da AHA/BHA gibi asitlerle aynı rutinde kullanmamanızı öneririz.
Ürün önerisi: Murad Revitalixer Recovery Serum
Yazın bir çok kişinin A vitamini olan Retinol ve Retinal’e ara verdiğini düşünecek olursak, A vitaminine alternatif olarak başarılı bir anti-aging ürünü önerebiliriz. Murad Revitalixer Recovery serum kırışıklıklar üzerinde etki eden, botoksun kozmetik alternatifi olarak lanse edilen Acetyl Hexapeptide-8 içeriyor. Bu peptit türü botoks gibi kas hareketlerini tamamen kısıtlamasa da kırışıklığın yer etmemesine yardımcı oluyor. Ayrıca içerisinde hem antioksidan koruma sağlayan hem de cilt tonunu düzenleyen Niasinamid yer alıyor. Göz çevresine dahi uygulanabilecek hassasiyette formüle edilmiş ürüne Retinol’ün çok nazik bir alternatifi demek yanlış olmaz.
- Hyaluronik Asit
Yaşla birlikte ciltte azalan bir diğer önemli bileşen ise Hyaluronik Asittir. Cilt bu sayede hem nemini hem de dolgunluğunu kaybetmeye başlar. Topikal cilt bakım rutininizde Hyaluronik Asit içeriğine ağırlık verirseniz hem cildi nemlendirmiş olur, hem de geçici olarak ince çizgilerinizin dolmasını sağlayabilirsiniz. Kalıcı olarak dolgunluk içinse medikal işlemler bu anlamda cilt bakım ürünlerinden daha etkili olacaktır çünkü bir çok Hyaluronik Asit ürünü en üst tabaka olan epidermiste çalışır, dermise kadar nüfuz etmez.
İpucu: Hyaluronik asit serum ya da kreminizi mutlaka nemli cilde uygulayın. Hyaluronik asit bir tür humektandır yani cilde tutunmak için neme ihtiyaç duyar. Eğer cilt yüzeyinde ya da ortamda nem yoksa cildin alt katmanlarından nem çeker; bu da cildin kurumasına neden olur. Bu yüzden hyaluronik asit ürün uygulamadan önce hyaluronik asidin tutunacağı bir nem ortamı sağlamanız gerekir. Hyaluronik asit öncesi termal sular, bitkisel mistler ya da tonikler kullanabilir; nem ciltten emilmeden hemen hyaluronik asit serumunuzu sürebilirsiniz.
Ürün önerisi: Alpha Science HA Booster Serum
Şu güne kadar kullanmış olduğunuz, yapısı kalın ve ağdalı tüm hyaluronik asit serumları unutun! Yapısı incecik olan, cilde sürüldüğünde asla ağırlık ve yapışkanlık yapmayan Alpha Science HA Booster serum nemi cilde hapsederek hem gün boyu nemli kalmasını hem de ince çizgilerin nem ile dolmasını sağlıyor. Bu şekilde cilde pürüzsüzlük hissi veren serumun içerisinde ayrıca güçlü bir antioksidan olan %1.5 oranda Bitkisel Taurin yer alıyor. Böylece cilde hem nem hem de antioksidan takviyesi sağlamış oluyor.
Artan 3 Faktör
Yaşamınızda çeşitli nedenlerden dolayı artış gösteren bu faktörler yaşlanma sürecini hızlandırır. Bu yüzden bu faktörleri azaltmayı hedeflemek iyi yaş alma yolunda oldukça önemlidir.
- Kortisol Hormonu
Modern yaşam maalesef sıkça şahit olduğumuz şekilde bebarinde stresi de getiriyor. Bu stres kimi zaman iş hayatından, kimi zaman özel hayattan ya da kişisel deneyimlerden kaynaklabiliyor. Tamamen stressiz bir hayat mümkün olmasa da stresi yönetmeyi öğrenerek, bize zarar vermesinin önüne büyük ölçüde geçebiliriz. Özellikle de stres durumu kronikleşmişse, stresi yönetmeyi öğrenmek oldukça önemli. Stresin cildimizdeki etkilerine baktığımızda stres hormonu olarak bilinen kortizol hormonunun artışının kollajen ve elastin liflerini yıkıma uğratttığını görüyoruz. Bu da kırışıklıklara ve sarklamalara neden olduğu gibi, bu hormonun dolaylı olarak ciltte donuk görüntü ve lekelenmeyi arttırdığı da biliniyor.
Dolayısı ile stresi yöneterek içsel yaşlanmayı kontrol altına alabilir ve yaşlanma üzerindeki etkilerini azaltabiliriz.
İpucu: Meditasyon stres ile baş etmede günümüzde etkisi bilimsel olarak da kanıtlanmış bir yöntemdir. Günde 10 dakika bile ayırabiliyor olmanız yeterli olacaktır. Öte yandan uykusuzluk stres ile mücadele gücümüzü önemli ölçüde azaltır. Bu yüzden günde en az 7-8 saat uyku almaya özen göstermek de stres hormonunun salınımını azaltmada etkili olacaktır.
- UV Işın Hasarı
Günümüzde eskiye oranla daha fazla UVA ve UVB ışınlarının yeryüzüne ulaşmasıyla birlikte daha fazla güneşin cildimizdeki olumsuz etkilerine şahit oluyoruz. Ayrıca lekelenmeler kümülatif olarak cilt üzerinde etki gösterdiği için leke ile mücadele yıllar içerisinde daha da zorlaşıyor. Dolayısı ile güneş koruyucu kullanmayı atlamamak artan UV ışın hasarına karşı son derece önemli. Bir çok kişinin atladığı bir nokta ise UV ışın endekslerini takip etmemek. UV ışınlarının yoğunluğunu gösteren akıllı telefon uygulamalarını kullanarak, bulunduğunuz bölgedeki yüksek yoğunluk gösteren saatlerde mümkünse dışarıda vakit geçirmeyerek ve mutlaka en az 30 faktör güneş koruyucu kullanarak kendinizi koruma altına alabilirsiniz.
İpucu: Kullanıdığınız güneş koruyucu sadece UVB ışınlarına karşı değil UVA ışınlarına karşı da cildi etkili bir şekilde koruyor olmalı. UVB ışınları cildin renk değiştirip yanmasına sebep olurken, UVA ışınları daha derine nufüz ederek hücre DNA’sını yıkıma uğratır ve kolajenlere zarar verir. Güneş koruyucu üzerindeki SPF değeri sadece UVB korumasını gösterir. UVA koruması için PA değeri olup olmadığına ya da üzerinde ‘geniş spektrum’ yazıp yazmadığını kontrol edebilirsiniz.
- Hareketsiz Yaşam
Eğer hareketsiz bir yaşam tarzınız varsa ve bu durum giderek artıyorsa en başta genel sağlığınız sonra da cilt sağlınız için (cildimizin en büyük organımız olduğunu unutmayalım) bu durumu değiştirmeniz, hareketsizliği azaltmanız gerekiyor. Hareketli bir yaşam, yani sporun hayatınızda yer aldığı bir yaşam stili, cildin daha fazla kolajen üretmesini sağlayacaktır. Dolaylı yoldan da stres hormonunu azaltarak kolajen yıkımını azaltacaktır. Bu yüzden yaşam tarzınıza uyan, süreklilik sağlayabileceğiniz bir spor ya da egzersiz ile ilgilenmeniz cildiniz için adeta içsel bir takviye olacaktır.
İpucu: Vücudun hareket etmesi besinlerin ve oksijenin dokulara transferinde rol oynar. Fiziksel aktivitenin yanı sıra yüz masajı yaparak da besinleri ve kullandığınız serumlardaki değerli içeriklerin hücrelere ulaşmasını daha etkili bir şekilde sağlayabilirsiniz. Yüz masajını serum ya da cilt tipinize uyan bir yağ ile dilerseniz ellerinizle dilerseniz gua sha masajı ile yapabilirsiniz.