Editör: 10 dakika gecikiyorum makyajım bitmedi
Kimisi Netflix’i iki günde bitirdi, kimisi mercimek filizledi, kimisi Zoom toplantılarından başını alamadı, kimisi fırıncılığı kariyer edindi, kimisi telefon ekranından yeni fikir kişisi oldu ve artık hep ”going live”, kimisi çok meşguldü ve hayatı hiç değişmedi, kimisi zaten hayata küstü, kimisi küfürbaz oldu, kimisi bi’ rahata erdi… Dokuz kere kimisi demiş olabilirim ancak bu yazıda sadece bir kere Covid-19 diyeceğim.
Sağlık ve ekonomiyle ilgili tehditkar gerçekleri bir kenara bırakıp yaşam stiline odaklanacak olursak, siz hangi takımdasınız? Hayatını zaten bi nevi karantina sakinliğinde geçirdiği için etrafın boşalmasından, şehrin orta yerinde kuş sesleri duymaktan, herkesin üç aşağı beş yukarı kendiyle aynı tempoya düşmesine sevinenlerden misiniz?
Yoksa pilli tavşan misali her saate üç sanal aktivite sığdırdığı halde tatmin olmayan, imkan olsa dört duvarda koşacak gibi hisseden, ”normal”in bir an önce yeniden başlaması için gün sayanlardan mı?
Ben ilk takımdayım. Her şeyin yavaşlamasından, sadeleşmesinden, dünyalarımızın bizleri kendimizle yüzleşmek zorunda bırakacak kadar küçülmesinden şikayetçi değilim. Evet, işin özüne inmek zorunda kaldık. Neleri seviyoruz? Neler bizi mutlu ediyor? Biz kimiz? Bu sorulara verdiğim derin cevaplarla sizi sıkmayayım, yüzeysel ve güzelliksel olanları sanki en yakın arkadaşımmışsınız gibi anlatayım diyorum…
KARANTİNA KEŞİFLERİM…
– Turunçgiller hiç bu kadar cazip ve çekici görünmemişti. Citrus ailesi oldum olası mutluluk vericidir (bakınız Clinique Happy) ama şu sıralar burnum bergamota düştü. Bence, kendisi yeni temiz. Ayrıca saç bakımında da etkili bir ham madde. Hindistan cevizi, susam ve bergamot yağı üçlüsünü tüm karantina süresince saçıma şekillendirici gibi sürdüm, yine aynı karışımı vücut nemlendiricisi olarak da kullandım. Ve hatta kendisiyle tırnak da fırçaladım. Saç için çok önemli yağlardan ikisini daha fısıldayıp sizi google deryasına salayım: Hardal tohumu ve aspir.
– Koku demişken Atelier Rebul Cologne Absolue Cardamom Oud’la tanışanlarınız olmuştur muhtemelen. Kendisi, makul fiyat etiketiyle de mutlu eden, fıstık gibi bir uniseks esans. Byredo Bal d’Afrique bağımlıları özellikle ilgilenebilir.
– Bir daha ten makyajı yapacak mıyız? Aklımda dolanan en büyük güzellik sorularından biri de bu. Ne kadar az sürerseniz sürün cildin üstünde bir tabaka gibi duran fondötenlere bir daha geri dönebileceğimizi sanmıyorum. Spiker makyajı diye nitelendirdiğimiz bu negatif kavram, artık daha da batmaya başlamadı mı? Nefes aldığı dışarıdan da anlaşılan, lekelerin ve çillerin bile belli bir armoniyle göründüğü ten değil mi istediğimiz? Goop bünyesine giren Saie, en sevdiğim markalardan. Temiz ve etik güzellik kurallarına harfi harfine uyuyorlar, ayrıca parlaklık konusunda iddialılar. The Dew Balm ve Glowy Super Gel, en büyük hit’leri. Zoom’cular, video call’cular, sesimi duyun ve banyo raflarınızı bu tüplerle doldurun.
– Biri de bunu yapsa dediğimiz şey yapılmış. İstikamet findation.com. Ne yapıyor bu site? Diyelim ki çok sevdiğiniz fondöten/BB krem/ ten makyaj malzemeniz artık piyasada bulunmuyor ya da farklı bir markanın ürününü, denemeden online sipariş etmek istiyorsunuz. Bu siteye girip kullandığınız ürünü renk koduyla yazıyorsunuz, site de size benzer seçenekleri renk kodlarıyla listeliyor. Gerisi keyfinize kalmış.
– Takmakta olduğunuz yüz maskesinin ardına sığınarak SPF olayını ihmal etmiyorsunuz değil mi? Piyasadaki en güvenilir ve hakiki versiyonun Dermoskin’den geldiğine karar verdim. Online sipariş vereceğiniz ürün: Pigmentyl Sun Protection Spf 50+ Cream 75 Ml İkili Paket. Bir de daha önce sohbet ettiğim Uzman Dr. Betül Şengör, güneş altında yürüyüş yaparken yanaklara aydınlatıcı bir krem sürmenin (highlighter yani) yansıma yaparak bölgeyi güneş ışınlarından koruduğunu fısıldamıştı. Bence harika bir taktik.
Dermoskin Pigmentyl Sun Protection Spf 50+ Cream ikili paket 135 TL
– Walk At Home By Leslie’yi ilk annemden duydum, hatta kendisinin dar metrekarede hevesli zıplayışlarına şahit oldum. Sonra iki arkadaşım daha onunla ter attığını duyurdu. Sonra ekşisözlük’e baktım. Yassa Leyn’den alıntı yapıyorum: ”pek güleryüzlü bir abla. spordan tiksinenleri bile hareket ettirebiliyor kendisi. Kick.. and kick.. and kick.. yeaah paavır kick!!”
Eğer bir insan evladı, ekşi’de üçten fazla pozitif yorum almışsa şans vermek gerekir, öyle değil mi?
– Kozmetik ve kırtasiye bağımlılarını aynı ”tık”ta birleştiren eyeliner koleksiyonu, Sephora x Stabilo Eyeliner, Türkiye’de online’da çoktan tükendi bile. Belki siz bu satırları okurken stoklar mucizevi şekilde yenilenmiştir. Garantici bir kimse olarak siyah ve kahverengiden yana kullandım oyumu ama mavide de biraz aklım kalmadı değil…
Sephora Collection Sephora X Stabilo Eyeliner 64.90 TL
– Kahvaltıda yulaf, nam-ı diğer porridge olayına girenlerden misiniz? O halde paketin dibine yerleşen minik parçacıklar ve tozlarla yüzünüz ve elleriniz için harika bir maske yapabilirsiniz. Yulaf + aloe vera jel. Aloe veranın akne karşıtı müthiş bir silah olduğunu ve fakat kendisini alkolsüz içeriklerle birleştirmek gerektiğini hatırlatayım.
– Sezonun, yani sanki hızlıca bitiverecek olan SS20’nin ne kadarını dışarıda, ne kadarını evde geçireceğimiz belli değil. Dolayısıyla cesur makyaj trendlerini kimse bakmazken, sırf kendini eğlendirmek için uygulamak mümkün. Grafik eyeliner (tabii ki Stabilo’mla), canlı pembe dudaklar ve son olarak yanaklardan şakaklara, oradan da göz kapağına taşan allık (bknz: Beyoncé) benim deneyeceklerim. Sizleri de beklerim.