EVDE KENDİMİZİ NASIL DAHA İYİ HİSSEDERİZ?

Biraz keyiflenelim, biraz enerjimiz değişsin … Her gelen gün bir öncekinden de korkutucu yeniliklere gebeyse eğer, elimizdekilerle birlikte en mutlu hayatı yaşamayı öğrenmeliyiz demektir.

Evde geçirdiğim elli birinci günün sonunda tüm mobilyalar üstüme gelmeye, duvarların rengi soluk ve dolaplarım fazla dolu görünmeye başlamıştı. Evimin dekorasyonuna zaten uzun süredir takmış olduğumu dip not olarak bırakıyorum ama evi yeni boyattık ve dolaplarım aşırı dolu değil aslında. Yani kendimi hapsedilmiş hissediyor olmanın verdiği bir bunalım psikolojisiyle, tek var olma şansım olan yaşam alanımdan soğumaya başlamıştım. Buna derhal bir dur demem gerekiyordu.

Milyonlarca ıncık cıncık

Fazlalıklardan kurtulmak için mükemmel bir dönemdeyiz. Bir yandan da, sadece evde vakit geçirmekte olduğumuz, asosyal bir ayın ardından gözü dönmüş kararlar almak istemeyiz diye düşünüyorum. Mesela aynanın karşısına geçip, deli bakışlarla saçlarımızı Amélie Poulin gibi kesmeyeceğimiz gibi (!) evde gözümüze batan tüm eşyaları da sokağa atmayacağız tabii. Bunun yanı sıra, yaşam alanımızda yer açmanın güzel bir enerji sirkülasyonu yaptığına inanıyorum. Bu yüzden sapı, tekerleği kırık bir valiz alıp ayırma işlemine başlayabiliriz. Bu geçici bir aşama, böylece tamamen yok etmeden önce tekrar göz gezdirip bazı şeyleri özlediğinizi fark ederseniz, geri alabilirsiniz. Bu ayırma işlemini yaparken biraz şımarıp güzel bir kadeh şarap koyabilir, sevdiğiniz Spotify çalma listesini açabilirsiniz.

[ Dinleme önerisi : Spotify – Emre KOCA coffee time saatlerce süren müthiş bir playlist!]

Romantizmi seviyoruz

Işıkları biraz kısalım, güzel kokulu bir mum yakalım, Hermann Hesse veya Paulo Coelho’nun bir romanına dalalım. Bu sefer arkada sakin bir müzik eşliğinde, muhtemelen jazz veya akustik cover’lardan oluşan bir çalma listesi var. Bir fincan bitki çayı demleyip, huzurlu bir akşam yaşayalım. Çocuklar ayağımızın altında dolaşıyorsa onlara da birer kitap seçtirelim ve birer fincan ballı ıhlamur hazırlayalım. DİKKAT! Telefonlar sessizlik sepetine.

[Mum önerisi https://www.mataramasu.co/collections/aks/products/air-soya-mumu-1 ]

[Palo Santo tütsü önerisi https://www.hipicon.com/P/prana-vibes-prana-vibes-palo-santo-tutsu/45904 ]

Suda şifa var

Gündelik hayatın koşuşturmasından vakit bulup da küveti kaç kez doldurmuşuzdur acaba… İşte şimdi tam zamanı! Hem suyla vücudumuzda enerji dönüşümü yapmış olur, hem de kendimizi biraz rahatlatmış oluruz.

Hazır banyoda deriniz yumuşamışken çok pratik ve kılcal damarları canlandırıcı vücut peeling’i yapabilirsiniz. Tek ihtiyacınız olan hindistancevizi yağı ve toz şeker veya sabah demlediğiniz filtre kahvesinin telvesi!

[Banyo tuzu önerisi https://www.meleztea.com/products/relax-bath-salt ]

[ Küvet sehpası önerisi https://www.ikea.com.tr/urun-katalogu/banyolar/banyo-mobilyalari/raf-ve-raf-uniteleri/30323188/havern-kuvet-rafi.aspx ]

Bizim dışımızda gelişen olaylar üzerinde hiç bir etkimiz olmasa dahi, onlar karşısında alacağımız tavır bizim elimizde. Ha, eğer bazı günler pozitif olmak istemiyor ve biraz surat asmak istiyorsanız da onu yapın! Her neyse içimizden gelen duygu, onu yaşayıp dışarı akıtalım ki bir dönüşüm olabilsin. İnsanız biz, bin bir çeşidiz ve bu dönemden mutlaka bir öğreti çıkarmak zorunda değiliz. Demek istediğim şu; ne yaparsak yapalım, kendimize çok da fazla yüklenmeyelim.

Written By
More from Deniz Konuk
KENDİNE ZAMAN AYIR!
Sen bir süper kahramansın, herkesin ihtiyaçlarına yetişebilirsin! Peki ya kendine yetişebiliyor musun?
Read More
Leave a comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir