Sosyal medya artık hayatımızın her alanında yer alıyor. Tüm deneyimlerimizi paylaşıyor olmamız, başkalarının hayatlarını takip etmemiz ve onlarla kendimizi karşılaştırmamız davranışlarımızı etkiliyor. Psikolog G. Tansu Ocak narsisizm ve narsistik kişilik bozukluğuna değinerek, bağımlılık derecesinde sosyal medya kullanımının narsisizm ve narsistik kişilik bozukluğu üzerindeki etkilerini anlattı.
“Narsisizm ve ‘Narsistik Kişilik Bozukluğu’ farklıdır”
Narsisizm, kişinin etrafındakilerinin ihtiyaçlarını görmezden gelmesine neden olacak kadar kendi kendine ilgi duymaktır. Narsisizm bir özelliktir, kendini beğenmek ile ilintilidir ancak daha büyük bir sorunun, kişilik bozukluğunun da bir parçası olabilir.
Narsistik kişilik bozukluğu, kendine aşırı derecede hayran olma ihtiyacı duyan, empati kurmada güçlük çeken, başarılarını ve yeteneklerini abartan, üstün olduklarına ve yalnızca eşit derecede özel insanlarla ilişki kurabileceğini düşünen, diğerlerini küçümseyen, her şeyin en iyisine sahip olmak isteyen ve bunu hak ettiğine inanan, bu özellikleri ile kendini gösteren kişilik bozukluklarından bir tanesidir. Bu kişiler mükemmele ulaşmak için gayret ederler. Genelde başarılı da olurlar. Başkalarını kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaktan çekinmezler ve kibirli davranış ve tutum sergilerler. Ancak bu aşırı güven maskesinin arkasında, en ufak bir eleştiriye karşı savunmasız olan kırılgan bir özgüven yatar.
“Narsistik Kişilik Bozukluğu erkeklerde daha fazla görülüyor”
Narsistik kişilik bozukluğu, erkeklerde kadınlardan daha fazla görülmektedir. Genellikle ergenlikte veya erken yetişkinlikte kendini göstermeye başlamaktadır. Bazı çocuklar narsisizm özellikleri gösterse de bu sadece yaşlarına özgü olabilir ve narsistik kişilik bozukluğu geliştirmeye devam edecekleri anlamına da gelmemektedir. Narsistik Kişilik Bozukluğu (NKB), yaşamın birçok alanında ve yakın ilişkilerde sorunlara neden olur.
“Sosyal medya narsistik davranışları açığa vuruyor”
Günümüzde narsistik ve kendini açığa vurma davranışları artış göstermektedir. Birçok kişi de bu artıştan sosyal medyayı sorumlu tutmaktadır. Narsisizm, sabit bir kişilik özelliği değil, büyük ölçüde çevreye bağlı gelişen bir oluşumdur.
Örneğin, sosyal medya bizim narsist davranıp davranmadığımızı etkileyebilir. Sosyal ağlar narsistik eğilimler yaratmaktadır. Bu platformlar teşhirci, dikkat çekme ve kendi kendini teşvik eden davranışlarda bulunmalarına imkân yarattığı için daha fazla narsist sosyal medyada aktif olacaktır. Çünkü narsistik karaktere sahip insanların başkalarından hayranlık duymalarına ihtiyaçları vardır.
Sosyal medyadaki görkemli görünüşleri ile beğeniler, paylaşımlar veya yeni takipçiler elde etmek kolay olduğundan sosyal medyada onaylanmaktadırlar. Böylelikle onay ve kabul görme ihtiyaçları bir nevi giderilmektedir. Bu da normalden daha fazla paylaşım yapmalarına sebep olmaktadır. Ayrıca narsist özelliğe sahip kişiler diğerleriyle yüzeysel bağlantı kurmayı tercih ederler. Empati kurma ve karşıdakini dinleme konusunda iyi olmadıklarından dolayı da sosyal ağlar onlar için oldukça cazip hale gelir. Narsist eğilimleri olan insanlar resimlere çok önem verirler. Örneğin, fotoğraflarda pahalı, gösterişli giysiler giyme olasılıkları daha yüksektir ve genel görünümleri fotoğrafın öncesinde çok fazla hazırlık yapıldığını gösterir.
“Narsist bireyler başkalarını izlemeye dayanamıyor”
Bulgular narsisizmi olan insanların daha çekici fotoğraflar yayınladığını, diğerlerinden daha fazla arkadaşı veya takipçisi olduğunu, genel olarak daha fazla gönderi oluşturduğunu ve daha çok kendini tanıtıcı gönderi oluşturduğunu ve sayfalarının ‘Hakkında’ bölümünde daha uzun açıklamalar yazdıklarını keşfetti. Narsist bireylerin daha sık paylaşımlar yapmaları akıllı telefonlarında diğerlerinden daha fazla zaman geçirdikleri anlamına gelmesin. Şaşırtıcı bir şekilde narsist bireylerin dokunmatik ekranlara diğerlerinden daha az bağımlı olduğu ortaya çıktı. Bunun nedeni ise başkalarının sosyal medyada ne yaptıklarını izlemek veya diğerleri tarafından paylaşılan yerlerde olamadıkları için bir şeyleri kaçırdıkları korkusunu yaşamak istememeleridir.
Sosyal medya bağımlılık derecesinde kullanılırsa ne olur?
Ergenlerin sosyal etkileşim becerileri olumsuz etkilenir: Sosyal ağ sitelerinin aşırı kullanımı çocuklarda ve gençlerde çok daha sorunludur çünkü beyinleri ve sosyal becerileri hala gelişmektedir. Kullanıcıların bu platformlarda birbirleriyle etkileşime girmesine rağmen, birçoğu gerçek dünyada etkileşim kurmakta güçlük çekiyor.
Düşük özgüvene ve yeme alışkanlıklarında bozulmaya sebep olabilir:
Sosyal medyada görünen mükemmel şekilde filtrelenmiş fotoğrafların sürekli paylaşılması genç yetişkinlerde düşük özgüvene ve yeme alışkanlıklarındaki bozulmalara neden olmaktadır. Pek çok genç, yaşıtlarının sosyal medyada yalnızca en iyi fotoğraflarını ve anlarını paylaştığını bilse de karşılaştırma yapmaktan kaçınmak oldukça zordur. Sosyal ağ siteleri aracılığıyla gerçekçi olmayan güzellik standartlarına sürekli maruz kalmak, gençlerin kendi vücutlarını nasıl algıladıklarını etkilemektedir.