Sevgili yazarımız Nilüfer Kürel, iki farklı tarzda tatil için hazırladığı iki farklı bakım çantasını paylaşıyor…
Tatilim uzun süreceği için geniş kapsamlı bir alışverişe çıkmadım çünkü gideceğim lokasyonlar süslenmek değil tamamen rahatlamak ve kafamı dağıtmak içindi.
Belkide ilk defa bavulumu, hangi kıyafet ve güzellik ürünlerini koymalıyım, kaç tane ürünü elemeliyim yada ufak şişelere doldurmalıyım diye düşünmeden topladım. Çünkü gideceğim yerde hedefim cildimi de tatile çıkarmaktı.
İlk durak Ayvalık.. Haziran ayının başında gittiğim için henüz sezon açılmamış.
Ege’nin yumuşak iklimi sayesinde, şehirden kaçıp doğa ve tarihle iç içe olmak isteyenlerin yaz kış yaşamayı tercih ettiği bir yer Ayvalık..
Önerim tarihi bi taş binayı butik otele çevirdikleri Mercanköşk Ayvalık’ta ev yapımı reçeller ve çeşit çeşit zeytinlerle dolu bir kahvaltıyla başlamanız.. Bina 100 yaşını aşmış olmasına rağmen her geçen sene modernleşen Ayvalığın tarihi dokusunu yaşatıyor…
Tatilin ilk yarısını Ayvalık ve Cunda Adası arasında bol bol yürümek, bisikletle etrafı keşfetmekle geçirdiğim için güneş koruyucu ve hasır şapka kurtarıcım oldu..
Deniz ve güneş günlerimi tatilin ikinci yarısına bıraktım…
Ayvalık Macaron bölgesinde kurulan bit pazarındaki herşeyi eve götürmek isteyebilir, Cumartesi günleri kurulan dev pazarda, meyve ve sebzelerin renkleriyle gözleriniz kamaşıp benim gibi fotoğraflarını çekmekle tüm günü geçirebilirsiniz.
Adım başı karşınıza çıkan dondurmacılarda alınan kalorileri bir nebze olsun yakabilmek için bahçeden koparılan nane, taze limon, çilek ile yarattığınız ‘aromalı suları’ yanınızda taşıyabilirsiniz.
Ayvalıktan kendinize mutlaka ama mutlaka koca bir şişe zeytinyağı almayı unutmayın, bölge insanların kendi yaptıkları zeytinyağları, sabunları ve kantaron yağlarını tercih etmenizi öneririm.
Yeri gelmişken kantaron yağı bir mucize, ciltteki tahrişlere hatta açık yaralara dahi sürülebiliyor ve kısa sürede cildi iyileştiriyor. Osmanlı döneminde ok yaralarını iyileştirmek amaçlı kullanılırmış.
Tatilin ikinci yarısında deniz ve güneşle buluşmak için tekneyle Lesvos – Midilli Adasına geçtik.
Teknede geçireceğim iki gün için yanıma çok az ürün almalıydım ama aldıklarım fotoğraflarda hoş gözükmemi sağlayacak etkide olmalıydı.
Tatil’in ilk yarısı saçlarıma yaptığım zeytinyağlı bakımlar platin saçlarımı bile kendine getirmiş olacak ki denizden sonra kullandığım ve ilk defa denediğim Dr Organic Moroccan Argan Yağlı şampuanlar kolay taranması için yeterli oldu.
İkinci şişesine başlayacağım Kiehls Hydro Plumping gliserin içerikli serumu o kadar sevdim ki tatil öncesinde bir dolu tester boyundan edindim. Tekne tatili için tester boylar ideal.
Serum enterasan. Sürüldükten sonra anında emiliyor. Üzerine bronzluğumu daha da ön plana çıkarması için hafif renk veren Jane Iredale Glow Time Mineral BB Cream sürdüm. Ve onunda üzerine cilt tonumun daha da nemli ve canlı durması durması için MAC Fix Plus’i sıktım.
Gelelim makyaja; Tatilde makyaj pratik olmalı. Mesela MUFE Aqua Shadow kalem şeklindeki farlar gerçekten ideal. Kullanımı çok kolay ve renk seçenekleri çok geniş
Yanımda taşıdığım çantamda ise mutlaka Dr Hauschka doğal içerikli rujum vardı. Hem ruj hem de allık olarak uygulanan bu tarz renk veren ürünler, gün içerisinde aklınıza geldikçe tazelenmeniz ve yenilenmenize yardımcı oluyor.
Anlayacağınız tatil’e pratik uygulamalar sağlayan, makyaj çantamda gerçekten ihtiyacım olan akıllı ürünler götürdüm. Sanırım çantayı hazırlarken en önemlisi, gideceğiniz yeri aklınızda canlandırıp ona göre hazırlanmak..