Gözde Atakoğlu, No-poo yani ‘Şampuan Yapmamak’ akımına uydu, peki kaç gün dayandı ve neler yaşadı?
Bu sorunun cevabı elbette kişiden kişiye değişiklik gösteriyor, ancak şampuanın sandığınızın aksine saçınızı iyileştirici değil kötüleştirici özellikleri olduğunu söyleseler ne derdiniz? No-Poo yani ‘şampuan’a hayır’ diyen bir akım oluştu. Bu akımın takipçileri saçın kendi doğal döngüsünde kendini bulduğunu söylüyorlar. Denemeden yazmam dedim 10.günde pes ettim.
‘Sık yıkadıkça saç yağlanır’ bu bir inanış değil bir gerçek. Çünkü saçın doğal koruyucu yağ tabakası her yıkamada biraz daha aşınır ve saç yenisini yerine koymak için süper hızla çalışır, bu da hoşgeldin yeni yağ tabakası! anlamına gelir. O yüzden ‘Ay valla benim saçım ertesi güne hemen yağlanıyor’ diye bir cümle sarfetildiğinde bunun suçlusu yine ‘siz’ oluyorsunuz.
Bu arada bu akımın bir diğer ortaya çıkış noktası da, şampuanların içerisinde var olan kimyasallar. En basitinden şampuanlar köpürsün diye içine sülfat konuyor. Düşünsenize bu kadar sık kullanılan bir ürünle ne kadar fazla kimyasal maruz kalıyoruz. Hem de sıcak suyla açılan kafa derimizden anında emilerek giriyorlar vücudumuza.
Ben saçlarımı haftada 1 kez yıkarım. Atelier Rebul’un köpürmeyen, parfümsüz,sülfatsız şampuanı ile. Bunu da gururla söylerim, hatta bu benim saçlarımın güzelliğinin sırrı bile diyebilirim.
Yakın çevrem iyi bilir, pis, kirli, pasaklı diye tanımlanamayacak kadar temizlik hastası bir karakter olduğum için zaten bu cümleyi sarf ederken süper kompleksizim. Ancak bu No-Poo akımına ayak uyduruşum ne kadar daha ileri gider bilmiyorum. Çünkü bu akımda bir yere takıldım kaldım. NO-POO der ki, şampuan kullanmayacaksın, sadece su kullanarak saçlarını temizlemek yeterli gelecek. Eğer koku problemi ve yağ sorunu varsa biraz karbonat işi çözecek. Saçlar karbonatla sertleşirse elma sirkesi kullanarak yumuşatabilirsin. Ancak asıl amaç, karbonat ve elma sirkesini olabildiğince az kullanarak sadece suyla temizliğe geçmek.Benim takıldığım konu şu; öyle kirli koşullarda yaşıyoruz ki, bu akım şehir hayatı yaşayan birine göre olmayabilir. Hava kirliliği, egzos, sigara dumanı …tüm bu kirleri sadece suyla temizlemek fazla inandırıcı gelmiyor. O zaman ellerimizi de sadece suyla yıkayalım. Sabun gerekli gereksiz tüm bakterileri öldürüyor çünkü.
Bu noktada şuna inanıyorum, hiçbirşeyi uçlarda yapmayacaksın. Yani ellerini çok sık yıkayıp cildini kurutup egzama olmakla, saçlarını çok sık yıkayıp problemli bir kafa derisine sahip olmak aynı mantık. Aynı şekilde hiç yıkamadan nereye kadar. Şampuanların içerisindeki zararlı kimyasallardan uzak durmak istiyorsanız, o halde no paraben-no sülfat şeklinde satılan kafa derisinin pH’ına saygılı organik içerikli şampuanlardan bir adet edinin ve saçları maksimum haftada 2 yıkayın.
Mesela; sigara dumanına maruz kaldınız, oysa daha bu sabah yıkadınız saçlarınızı, akşam eve gidin, bir bardak suyun içerisine 2 dolu çorba kaşığı karbonat ekleyin ve saçlarınıza iyice yedirin. Sonra da suyla durulayın. Şampuanlamadan dayanabilirsiniz. Aynı şekilde yağlandığını hissediyorsanız bu sefer kuru saçların dibine biraz talk pudrası ve karbonatı karıştırıp yedirin, iyice kabartın köklerini ve biraz emmesini bekleyin. Fazlasından tarayarak kurutulun. Bakın bir gün daha şampuanlamadan dayandınız…