90’ların ikonik ince kaş modası kısa süreli bir nostaljik dönüş yapsa da güzellik dünyası yine ve yeniden oğal tüy dokusunu koruyan, gür ve yukarı taranmış kaşların en doğrusu olduğuna karar vermişe benziyor. Bu dönüşüm yalnızca estetik bir tercih değil; aynı zamanda doğallığa, bireyselliğe ve sürdürülebilir güzellik anlayışına güçlü bir geri çağrı

1920’lerde başlayan ve 90’larda tekrar zirveye çıkan ince kaş trendi, geçen yıl güzellik dünyasında kısa bir süreliğine yeniden sahneye çıkarak kalpleri ağzımıza getirmişti.
Ancak moda döngüsünün kaçınılmaz gerçeği neyseki kendini gösterdi: trendler gelir, parlar ama kalıcı olan, klasikler bizi hep orada bekler.
Bugün güzellik dünyasında, o keskin hatlı, silinmiş gibi duran kaşların yerini; doğal hatları koruyan, gür ve hacimli kaşlar alıyor ve yerini de koruyor. Kaşların yukarı doğru tarandığı “feathered brow” görünümü, sabitleyicilerle güçlendirilen doğal tüy dokusu ve yüz hatlarını yumuşak şekilde çerçeveleyen kalın formlar, 2025 sonbaharının güzelliğe dair en dikkat çeken imzalarından.
Bu değişim, yalnızca estetik bir tercih değil; aynı zamanda doğallığa, bireyselliğe ve sürdürülebilir güzellik anlayışına dönüşün de bir yansıması. Güzellik dünyası artık kendi çizgimizi korumaktan yana.

Dolgun kaş artık yalnızca bir estetik tercih değil; bir tavır, bir duruş, bir ifade biçimi. Doğallığın altın çağında, kaşların gürlüğü yüzün en güçlü aksesuarına dönüşüyor. Bu dönüşümü doğru yakalamak için ise güzellik uzmanlarının backstage notlarından derlenen dört adımlı rehber hazırladım size:
Bakım Adımları:
1.Evde Kaş Besleme Ritüeli
Dolgun kaşların sırrı aslında en temel noktada gizli: onları kökten beslemek. Kaş tüyleri saç kadar hızlı büyümez; bu yüzden sabırlı ve istikrarlı bir bakım şarttır. Her akşam yapılacak küçük ritüeller, birkaç ay içinde gözle görülür fark yaratır. Hint yağı, içerdiği yoğun ricinoleic asitle kökleri uyandırırken, tatlı badem yağı E vitaminiyle kullanıldığında kılların daha kalın ve esnek görünmesine yardımcı olur.

Modern güzellik dünyasında ise yalnızca yağlarla yetinmek gerekmiyor; peptit ve biotin içeren kaş serumları, kök hücreleri harekete geçirerek yeni kıl çıkışını destekliyor. Niacinamide içeren formüller dolaşımı artırarak köklere daha fazla oksijen ulaştırıyor. Kaşın sağlığı yalnızca dışarıdan değil, içeriden de desteklenmeli. Çinko, demir ve omega-3 eksikliği, fark etmeden kaş dökülmesine neden olabilir. Bu yüzden balık, fındık ve yeşil yapraklı sebzeler yalnızca bedeninizi değil, kaşlarınızı da besler. Evde düzenli yapılan bu bakım, bir güzellik rutini olmanın ötesinde bir sabır ve öz bakım manifestosudur.
2. Doğru Şekillendirme: Az Müdahale, Çok Etki
Kaşın en büyük düşmanı, fazla müdahaledir. Yıllarca moda uğruna inceltilen, keskin hatlara zorlanan kaşların bedeli bugün hâlâ yüzlerde okunuyor. Oysa yeni güzellik anlayışı bize çok daha yalın bir kural sunuyor: dokunma, koru. Kaşın doğal çıkış yönünü bozmak yerine yalnızca görüntüyü bozan birkaç tüyü almak, hem formu hem de yoğunluğu muhafaza eder.

İp ya da ağda gibi tüm hattı şekillendiren yöntemler yerine, minik cımbız dokunuşlarıyla yapılan ufak rötuşlar, kaşın karakterini kaybetmeden daha temiz bir görünüm sağlar. Kaşın kalınlığını korumak çok kritik, çünkü seyrelip kaybolan tüyler çoğu zaman geri dönmez. Dolgun kaş isteyenler için şekillendirme, aslında şekil vermekten çok mevcut güzelliği savunmaktır.
3. Makyajda Dolgun Kaş İllüzyonu
Bazen sabırla beklediğiniz dolgunluğa anında kavuşmak istersiniz ve işte tam bu noktada makyaj sihirli bir dokunuş gibi devreye girer. Şeffaf kaş jelleri, backstage’in gizli kahramanlarıdır; tüyleri yukarı tarayarak saniyeler içinde o “fluffy” etkiyi verir. Fiber içeren maskaralar, kaş tüylerini tek tek kalınlaştırarak boşlukları görünmez kılar.

Daha da doğal bir etki için ultra ince kaş kalemleriyle yalnızca boşluklara saç teli inceliğinde çizgiler atılır; böylece kaşın orijinal formu bozulmaz, sadece güçlenir. Son adımda kaş kemiğine sürülen hafif bir aydınlatıcı, bakışlara anında lifting etkisi katar. Bu küçük illüzyonlar, doğallığın gölgesini bozmadan dramatik bir etki yaratır.
4. Profesyonel Teknikler: Kalıcı Doğallık
Kaş trendleri değişirken profesyonel dünyada da yeni teknikler öne çıkıyor. Bir dönem çok popüler olan microblading’in yerini artık daha doğal görünen yöntemler aldı. Nano-stroke, saç telini taklit eden ultra ince çizgilerle kaşa sanki kendi tüyüymüş gibi yoğunluk katıyor. Microshading ise pudralı bir gölgelendirme ile kaşa derinlik veriyor, özellikle seyrek bölgelerde daha dengeli bir form sağlıyor.

Hibrit teknikler ise bu iki yöntemi buluşturarak hem kıl hem gölge efektini aynı anda sunuyor. Bu yeni nesil uygulamalar, kaşa “boyanmış” değil, kendi dokusu korunmuş bir görünüm kazandırıyor. Modern güzellik anlayışında profesyonel tekniklerin amacı artık bir şeyi sıfırdan yaratmak değil; var olanı zarif bir şekilde güçlendirmek.