Onu ilk olarak, pek çoğumuz gibi Burcu Esmersoy’un paylaşımları ile tanıdım. Kaş şekillendirme konusunun revaçta olduğu o dönem Burcu dudak renklendirme yaptım şeklinde oldukça ilgi çekici bir açıklama ile çıktı karşımıza, sonrası her ünlünün şahane görünen dudağında veya biçimli kaşında onun imzasını görür olduk, evet Aylin Çetinkaya’dan bahsediyorum, kendisini çok daha yakından tanımak, şu renklendirme işini iyice bir anlamak için Nişantaşı Hüsrev Gerede’de bulunan Çetinkaya Beauty’e, ofisine ziyarete gittim ve kendisine tüm aklıma takılanları sordum.
Küçük yaşlarından beri resim yapan Çetinkaya, aynı zamanda da ne olacaksın dendiğinde sunucu olacağım diyen bir çocukmuş. Moda tasarımı ile ilgili bir şeyler yaparım diye düşünürken kendini siyaset bilimi, uluslararası ilişkiler okurken bulmuş. Fena da olmamış bitirdiği fakülte iletişim ve insan kaynakları konusunda ona oldukça önemli bir temel hazırlamış.” “Çok küçük yaşlardan beri estetik algım oldukça yüksekti,” diyen Çetinkaya, okulun dışında tüm zamanlarda terzi olan teyzesinin yanında veya yakın arkadaşının annesinin kuaför salonunda güzellik işleriyle ilgilenerek geçiriyormuş zamanını, ne demişler adam olacak çocuk kendini bir şekilde mutlaka belli ediyor.
Aylin seni senden bir dinlesek, kimsin, nasıl başladı bu işler?
Okul bittikten sonra 15 yıl boyunca kurumsal hayatta çalıştım. Kariyerime Turkcell’de pazarlama-iletişim-insan kaynaklarında başladım son olarak Vodafone globalde kurumsal iletişimde çalışıyordum.
Güzelliğe ve estetiğe hep çok meraklıydım. Aynı zamanda da resim yaptığım için el becerim, ve estetik algım hep vardı. Simetri, altın oran, cilt tonuna göre saç rengi, kaş rengi… gibi konulara merakım çoktu. Evlendikten sonra bu konulara olan merakımı aslında ilk eşim fark etti, arkadaş toplantıları, yemeklerde bir süre sonra herkes çevreme doluşup bu konularla ilgili sorular sormaya başlıyorlardı. Saç rengini soran, kaç şeklini soranlara cevap veriyordum ve dediklerim de dinleniyordu. Kendi sosyal çevremde ve iş dışında çalıştığım plazada hep bu işlerle haşır neşir oluyordum. Dediğim gibi eşimin fikriydi, “sen bu işleri seviyor ve iyi de yapıyorsun ben seni desteklerim,” deyince benim de gözlerim parladı tabii. Elimin yetenekli olduğunu biliyordum, ama eşimdir bendeki cevheri gören. Makyajı biliyorsun ama acaba kalıcı makyajı yapsan fikri de ondan çıktı.
Her şey el yeteneği ile sınırlı kalamaz, kendimi bu konuda geliştirmem gerektiğini biliyordum o yüzden bir çok eğitim aldım. Beraber çalışma fırsatı yakaladığım hocalarımdan da çok iyi geri dönüşler alıyordum. Burcu (Esmersoy) ile kendisinin sunucu olduğu, benim de davetli olduğum sabah kuşağında bir tv programında tanıştık. Burcu’nun “benim de dudaklarımı renklendirelim mi?” diye sorması üzerine işler gelişti, kendisi ilk çalıştığım ünlü isimdi, ardından da yaptığım iş duyulmaya başladı.
Tam olarak sana gelen kadınlar nasıl bir hizmet alıyorlar?
ilk başladığım dönemlerde sadece renklendirme ve şekillendirmenin bazen yeterli gelmediğini, yanında minik dokunuşlar da yapılması gerektiğini anladım. Mesela dudaktaki asimetriyi sadece bu renklendirme uygulaması ile kapatmak mümkün değil. Çünkü dudakta kullanılan bu işlem dövme gibi değil, cildin dövme kadar derinine yapılmıyor. Çok daha doğal tonlarda uygulanıyor, dudak çerçevesi ve dudak içini eşit renge boyasak bile 7-8 ay sonra açılmalar olabiliyor. Renk solarken bu asimetriyi kapatışımız belli olabiliyor, o yüzden öncesi asimetriyi ele alıp medikal estetik hekimi ile dolgu kullanabilir bu asimetriyi düzeltip ardından renklendirme yapabiliriz. diye düşündük. Kaşlarda da aynı durum Mesela her kadının derdi kaş ucunun aşağıya inmesi, belli mimikleri çok fazla yaptığında da kaşlar da asimetri olauşabiliyor, aynı mantıkta biz Botox ile önce kaşları simetriye en uygun hale getiririp ardından şekillendirme ve renklendirme yapıyoruz.
Bu tarz, Botox-dolgu gibi medikal estetik işlemleri kadınlara önerince bunlarında bünyemizde olması gerektiğini ve kadınların buraya geldiğinde tam olarak memnun ayrılmaları gerektiğini anladım
Bu işleri yapan bir çok isim var, ama kadınlar senin peşinde, nedir alameti farikan?
Eğitim. Eskiden kalıcı makyaj tatoo’ydu yani seyrek, az kaşa her gün kalemle veya kaş farıyla yapılan uygulamanın kalıcı olarak yapılmasıydı. Merkezlerde bu işlemleri yapan kişiler aslında konunun eğitimini almış isimler değildi, yapan kişiler daha çok çıraktan yani görerek yetişmiş kişilerdi. “Ne var ki ben de yaparım” diyen kişilerle doluydu ortalık o yüzden de kalıp gibi kaşlar çok yapıldı, renkleri önceden tahmin edilemeyen kaşlarla doldu ortalık. Bu iş el becerisi bir sanat temeli gerektiriyor, pigmentoloji bilgisi gerektiriyor, cildin tonlarının ve alt tonlarının bilinmesi gerekiyor, hangi cilt tiplerinde renklerin neye dönüşeceklerinin bilinmesi de gerekiyor. Ayrıca eğitimin yanında benim farkım doğal olanın, doğal hatların her daim yanında kalarak ilerlemem, sonuçta doğal oluyor. Mesela kaş şekillendirirken kaş kılının doğalından çok uzaklaşılmamalı. Kaşları seyrek birine ,kaş ekimi yaptırmadığı taktirde, eğer boya ile bir uygulama yapıyorsanız çok yoğun bir kaş çizemezsiniz, doğal olmaz. Yüzün de bir matematiği ve oranı var.
Bu dudak renklendirme ağrılı bir işlem mi, uçuğu olan kadınlar yaptırabiliyor mu, farklı tarzları var mı ve ne kadar dayanıyor?
Acı eşiği kişiden kişiye değişiyor ama tabii uygulamayı yapan kişinin el becerisi de acı konusunda önemli bir faktör. Profesyonel eğitim alırken elinize bir balon verilir ve patlatmadan makineyi uygulamanız istenir, düşünün ne kadar ince ve hassas davranılması gereken bir iş. Uygulama öncesi dudaklara anestezik bir krem uyguluyoruz, acı hissediyorum dendiğinde anestezik krem tekrar tekrar uygulanarak hasta için en konforlu şekilde işlem devam ettirilir. İşlem dudağın renginin koyulaşmaya başladığı iç kısma kadar yapılıyor. Bu arada dudaklarında doğal renk isteyenler için de dudağın içindeki o daha koyu renkten yola çıkıyoruz, ona yakın bir ton seçmek mantıklı oluyor.
Barbie tekniği denilen dudakların çerçevesini daha açık içerisini daha koyuya geçiş yaparak boyanan bir yöntem var mesela, bu dudakları olduklarından daha dolgun gösteriyor. Ama biz doğaldan yana olduğumuz için çerçevenin çok farklı bir renkte olmasını istemiyoruz. Dudağın genelinde homojen bir renk yakalamaya bakıyoruz.
Uçuk konusuna gelirsek; herpes mikrobuna sahip düzenli uçuk çıkaran insanlar var, senede bir kez bile çıkarıyor olmanız bu virüsün sizde aktif olduğunu gösterir. Eczanelerde uçuk hapı var, uçuk çıkmadan önce kullanılabilir, kremler genelde çıktıktan sonra işe yarar, haplar ise içeriden baskılar. Virüsün aktif olduğu kişiler işlemle aynı gün içerisinde alabilirler ve birkaç gün de devam edilebilir. Dudak renklendirme ortalama 2 yıl kadar kalıcı, mat ve nude tonlar seviyorsanız 3 yıla kadar dayanır diyebiliriz, ama herkesin beklentisi farklı, her yıl tonunun biraz açıldığını hesaba katarsak, daha canlı dudak tonu isteyen biriyseniz yılda bir kez tazeliyerek canlılığını koruyabilirsiniz. Uygulamayı piksel piksel aynı eşitlikte her bir noktaya eşit yoğunlukta yapmayı hedefleyerek dalgalanma olmadan, açıklık koyuluk olmadan tüm dudağa o istenen homojen rengi verebiliyorsunuz.