Erken dönemden itibaren bebeklerin şaşkınlık ve kaygı veren korkuları olabilir. Yenidoğan için yüksek ses ve ani hareketler korkma sebebi olabilirken, yaklaşık 1,5 yaş döneminde kimi çocuklarda ayrılık kaygısı olabilir. Pandemi sonrası pek çok çocukta yabancı korkusunun da geliştiğini biliyoruz. Bu korkular yaşla birlikte şekil değiştirir ve farklı korkular olarak karşımıza çıkar.
Sık Görülen Korkular
Mizacına, hayal gücüne, deneyimlerine paralel olarak 2-8 yaş arasında çoğu çocuğun korkuları olur.
Küçük çocuklarda en sık rastlanan korkular:
Hayvanlar,
Doktorlar,
Karanlık,
Yabancılar,
Hayal ürünü yaratıklar (Miller ve ark. 1972)
Bebeklik dönemlerinde ayrılık kaygısı yüksek olan çocukların, okul döneminde daha çok korku yaşadığı tespit edilmiştir (Newson ve Newson, 1968). Bazı çocukların hayal güçleri diğerlerine göre daha güçlüdür ve hayal güçleri sebebiyle olasılıklar üzerine daha çok kafa yorarlar. Bu çocuklar yine diğerlerine göre daha fazla korku yaşayabilmektedir.
Çocuklar korktuğunda bizlerin yaptığı mantıklı açıklamalar ve akıl yürütmeler korkuları ortadan kaldırmaz. Çünkü korkular mantıklı değildir. Bu ne demek? Beynin korkan kısmı ile mantıklı açıklamalar yapan kısmı aynı dili konuşmamaktadır. Örneğin, banyo giderinden kendisinin de su gibi giderek yok olacağını düşünüp çok korkan bir çocuk karşısında anne babası sıklıkla çaresiz kalır, çünkü bu çok mantıksız gelir.
Çocukluk çağı korkuları, mantıksız görünmeleri ve yoğun olmalarına rağmen genellikle gelişimin normal bir sürecidir ve bu çocuklar ileride fobileri olan yetişkinler olmak zorunda değildir.
Korkulara Yardımcı Olmayan Yöntemler
Aslında korkuları olan çocuğa nasıl yardım edemeyiz kısmını incelemek faydalı olacaktır. Çocuğun korktuğu nesneden veya durumdan onu korumaya çalışmak çoğunlukla sonuç vermez. Çocuk hayvandan korkuyorsa hayvansız yoldan gitmek, denizden korkuyorsa deniz tatiline gitmemek gibi yaklaşımlar sevecen bir temeli olmakla birlikte korkuları yenmeye yardımcı olmaz. Hatta kafa karıştırıcıdır. Çocuk, anne babasının kendisini uzak tuttuğu durum veya nesnelerin gerçekten tehlikeli olduğu sonucuna varacaktır. Bu durum korkuların artmasına dahi sebep olabilir.
Bazen çocuğun korkularını küçümsemek ve hatta çocukla alay etmek ne yazık ki söz konusu olabiliyor. Alay ve küçümsemek korkuların yok olmasına kesinlikle yardımcı olmadığı gibi başka meseleler de ortaya çıkarır. Çocuk karşısındakine duyduğu güven duygusunu kaybedebilir ve güvende hissetme hali iyiden iyiye azalır.
Kimi bakımverenler ise korkan çocuğun duygusunu kabul etmeyip çocuğu korktuğu durumla yüzleşmeye zorlar. Elbette sudan korkan bir çocuğun karşısında “korkacak bir şey yok” deme isteği içimizde yükselebilir ve buna karşı koymak bazen zor olur. Çocuklarımızın metanetli ve cesur olmalarını arzu eder, korkak olmasından hoşlanmayabiliriz. Çocuk hazır olmadan, zorla korktuğu şeyle yüzleştirildiğinde yaşadığı deneyim öfke ve kin duygularını hissetmelerine sebep olabilir.
Ebeveyn korkuyu kabul etmediğinde…
Korkuyu yenmek için yeterli değildir. Ebeveynleri korkusunu kabul etmediğinde çocuk birde anne babası tarafından kabul edilmediği gerçeğiyle yüzleşir. Beraberinde hissettiği duygular ise, utanç, yalnızlık, umutsuzluk olur.
Yardım Etmek
Tam olarak nasıl yardım edebileceğinizin formülasyonu olmasa da ilk adım korkusunu kabul etmek, empati kurmaya çalışmak ve umut vermek olabilir. Örneğin, “Karanlıktan korktuğun için içeri yalnız gidemediğini anlıyorum. Korkmayı sevmiyorsun değil mi? İçeri yalnız gidebilmen için birlikte nasıl bir çözüm bulabiliriz, bir bakalım.” Gibi bir yaklaşımla çocuğa nasıl hissettiğini anladığınızı ve korkusu için ona yardımcı olmak istediğinizi belirtmiş olursunuz.
Çocukluktaki pek çok korku bilgi eksikliğinden kaynaklanır. Çocuğa yardım ederken gerektiği kadarıyla doğru bilgi vermek önem taşır.
Oyuncu yolları denemek ve gülerek duyguların boşaltılmasına teşvik etmek korkular için faydalı olabilmektedir.
Evde çözüm bulunamayan ve çocuğun hayat konforunu düşüren korkular için uzman desteği almak faydalı olacaktır.