Güzellik editörü olduğumdan beri beni mesleğimle ilgili bazı şeyler ekstra heyecanlandırıyor. Biri bir gün kozmetik alanında Türkiye’den bir dünya markası çıkması fikri, diğeri de kozmetiklerde kullanılan içerikler. Öyle ki içerikleri daha da iyi anlamak adına keşke kimya okusaydım diye düşündüğüm çok olmuştur. Bu konuda kendimi sürekli geliştiriyorum, araştırıyorum, okuyorum, soruyorum… Birçok şeyi biliyorum sanıyordum ki geçtiğimiz haftalarda Gülsha markasının yaratıcısı Gülsah Gürkan Akyürek ile oturup konuşunca çok önemli şeyleri bilmediğimi fark ettim. Çok etkilendim, hem hikayesinden hem markasından hem de kullandığı içeriklerden.
Gülsha; aslında Isparta’da uzun zamandır gül yetiştiriciliği yapan bir ailenin, 3.kuşak temsilcisi olan Gülşah Gürkan Akyürek’a ait bir kozmetik markası.
Nadide bir gül cinsi olan, sadece Isparta ve Bulgaristan’ın bir bölümünde yetişen Rosa Damacena cinsi güllerin kullanıldığı kozmetikleri yaratıyorlar.
O kadar güzel bir misyon edinmişler ki; Ülkemizde yetişen bu gülleri tüm dünyaya tanıtmak ve geleneksel gül suyuna yeniden itibar kazandırmak.
Bu yeniden itibar kazandırma kısmı çok önemli zira gül suyu, kullanıldığı yerlerden ötürü güllaç, lokum, mevlüt.. gibi öğeleri çağrıştırır, islamiyet’e ve hindu dinine ait olarak bilinir. Genelde saf hali kullanılmadığı ve sentetik gül esansı katılarak çok daha ağır hale getirildiği için kokusundan hoşlanmayan çoktur. O gün Gülşah hanım etraflıca bunları anlattı bana; aslında kullandığımız hiçbir gül suyunun doğal olmadığını öğrendim.
Gülsha markasını neden sevdim?
Doğruya doğru markayı daha kozmetiklerini kullanmadan sevdim, hem yürüttüğü misyondan, hem aile hikayelerinden hem de şu ülkemize özel yetişen, onların da ana içeriği olan gül cinsi Rosa Damacena’dan dolayı
Rosa Damacena, Osmanlı döneminde güzellik ve ilaç reçetelerinin vazgeçilmeziymiş. Hatta İbni-sina ve sonrasında pekçok hekim ferahlatıcı ve dinlendirici özelliği nedeniyle ruhsal hastalıkların tedavisinde de kullanırlarmış gül suyunu. Zaten gül kokusunun kalp çakrasıyla direkt bir bağı olduğu bir gerçek, zira bayılanları ayıltmak amaçlı koklatılması da bu yüzden. Rosa Damacena yıl içerisinde sadece 1 ay kendini gösteriyor, o 1 ay içerisinde de gül hasatı yapılıyor Isparta’da .
Gülsha markası bu özel gül hasatını işlerken, özelliğini ve güzelliğini kaybetmemesi adına hiçbir şekilde sentetik parfüm eklemiyor. Bu yüzden ürünleri uygularken gerçekten ‘hafif’, piyasadaki hiçbir gül suyunda olmayan yumuşaklıkta bir gül kokusu hissediliyor diyebilirim. Doğal olmasının bir kez daha altını çiziyorum zira içerisinde paraben, esans, katkı maddesi gibi kimyasallar da hiçbir şekilde bulunmuyor ve eklenmiyor.
Peki Gülsha gül suyu’nun farkı nedir?
En önemli özelliği, geleneksel yöntemlere sadık kalınarak damla damla üretilmesi. Sulandırmak ya da ürünü uzatmak için içerisine hiçbir şekilde su, yağ ya da kimyasal maddeler konulmuyor. Tek tek elle toplanan güller, özel bakır araçlarda asırlık teknikler kullanılarak damıtılıyor. Gül özünü kaybetmesin diye toplandıktan en fazla 6 saat içinde işleniyor. Gülün antiseptik özelliği ve yaşlanma karşıtı bakım sunan içerikleri gül suyuna hem bakım hem temizlik hem sıkılaştırıcı tonik görevi yüklüyor. Gülsha gül suyu son zamanlarda çokca tükettiğimiz temizlik sularına süper doğal bir alternatif ürün aslında. Ayrıca tüm cilt tiplerine öneriliyor, zira akne tedavisinde, gül’ün antiseptik mikrop öldürücü özelliği devreye giriyor. Nemlendirirken akneyi kurutuyor.
Yeni gözdem ‘Gül yağı’
Ve gelelim gül yağı’na…Gülsha’ın star ürünü, benim de yeni gözdem. 4000 gülden özenli bir çalışma sonucu ancak 1 litre elde ediliyor. Tüm esansiyel yağlar içerisinde gül yağının en yüksek titreşime sahip olduğunu öğreniyorum, bu ne demek oluyor? Gül yağı cilt altı hücreleriyle yüksek titreşimle rezonansa giriyor, daha hızlı ve doğrudan etki ediyor.
Gül yağını, 3 haftadır gül suyuyla birlikte kullanıyorum. Süper kuru bir cildim var. Doğum yaptıktan sonra sanki bu kuruluk kronik bir hal aldı. Bu yüzden normalde bir kremin bana yaşattığı konfor serum dokulu, yağ dokulu ürünlere nazaran daha fazladır. Ancak Gülsha’ın gül yağı, krem kullanmama gerek kalmadan nem olayını halletti. Sabah temiz cilde dairesel hareketlerle uyguluyorum, klasik gül kokusunda çok farklı bir kokuya sahip, sürüldükten birkaç dakika sonra da uçup gidiyor sadece yumuşacık, konforlu bir ten bırakıyor.
Gülsha ürünlerine seçkin eczanelerden ve online satış sunan web adresleri www.gulsha.com.tr ‘den ulaşabilirsiniz. Çok beğeneceğinize ve Ne mutlu Türküm! diyeceğinize eminim…