DEODORANINI KENDİN YAP!

Kimyager yazarımız Tugçe Sabaz, deodoran’ların içeriğini inceliyor ve evde doğalını yapmanın yolunu anlatıyor

IMG_20150609_121730

Yaz geldi, hava sıcakladı ve ter kokuları açığa çıktı. En son spor salonunda yürüyüş bandında yürürken yanımdakinin ter kokusundan konsantrasyonumu kaybettim. Evet yanlış okudamadınız, egsersiz’e devam edecek halim kalmadı. Biz insanoğlu’nu bu zor durumdan kurtaran deodoran ve anti-perspirantların kanatsız birer melek olduklarını düşündüm. Sonra ir kimyager olarak mantığım devreye girdi, Peki, gerçekten bu kadar masumlar mı?

Deodoranlar, yıllardır tartışmalı kozmetikler arasında yer alıyor. Lenflerin geçtiği kolaltı bölgesine sürülerek direk vücuda karışan ve hergün kullanıldığını düşünürsek devamlı maruz kalınan deodoranlar, kişisel bakım ürünleri arasında belki de en önemlisi.

Geçtiğimiz yıllarda yapılan bir araştırmanın sonucunda deodoran içerisinde bulunan ve gözenekleri tıkayarak teri önlemeyi sağlayan alüminyumlar’ın Alzheimer’a neden olduğunu saptanmıştı. İçerik konusu ciddi anlamda önemli ve yıllar içerisinde kullanım arttıkça geri dönüşler de alınmaya başlanıyor. 2004’te çoğu firma Paraben’in güvenli olduğuna yemin ederken, İngiliz araştırmacılar kadınlardan aldıkları meme kanserli doku örneklerinde eser miktarda Paraben’e rastladılar. Kolaltlarının meme bölgesiyle olan yakın akrabalığı sebebiyle de deodoranlar suçlu bulundu. 2005 yılında ise meme kanseri konusunda bir başka içerik mercek altına alındı: Alüminyum. Çünkü alüminyum, östrojen hücrelerine etki ediyordu. Memenin yukarı üst bölümündeki kanserli dokularda yüksek oranda alüminyum bulunması da bu düşünceyi onayladı. Alüminyum kanseri tetikliyordu.

Deodoranlarda diğer zararlı içeriklere kısaca değinecek olursak:

 

1-Triclosan: Cildi tahriş eden bir madde ve ‘Dermatit’ denilen, ciltte hassasiyet oluşturan bir hastalığa neden olabiliyor. Kaş yaparken göz çıkarıyor ve zararlı bakterileri öldürürken, yararlıları da yok ediyor.

2-Talk: Yapısında ‘asbest’ bulunduruyorsa Uluslararası Kanser Araştırma Merkezi kanserojen olarak nitelendiriyor. Etikette talk varsa da bunun asbest içerip, içermediğini anlamak için müneccim olmak gerekiyor. O yüzden varsa kullanmayın, garanti olsun.

3-Propilenglikol: Karaciğer ve böbreğe zarar veriyor, merkezi sinir sistemine etki ediyor.

4-Fitalatlar: Hamilelik döneminde bebek için risk taşıyor. Hormonal reseptörlere zarar verebiliyor. Hücresel mutasyon olasılığını artırabiliyor.

 

Bu iddiları kulağınıza küpe olsun ancak, Ulusal Kanser Enstitüsü bu bahsettiğimiz içeriklerin meme kanserine neden olduğunu henüz kanıtlanmadığını belirtiyor. Ancak sinek küçüktür mide bulandırır, bazı gerçekleri bildikten sonra sizi bilmem ama benim elim alüminyum içeren bir anti-perspirant’a gitmiyor.

Elbette kimse ter kokmak istemez. Peki ama ne yapacağız?

 

Terleme, bedenin serinleme ve detoks yöntemlerinden biri. Terlemek çok önemli, vücuttan bu özelliği alınmamalı. Zaten teknik olarak kokan ter de değil. Vücudumuzdaki bakteriler, nemli ortamda yağ ve proteinlere ayrışıyorlar. Ve tüm kokuyu da bu yaratıyor.

İsterseniz deodoran ve anti-perspirantlarda bulunan alüminyumun iç yüzüne bir bakalım:

Anti perspirantlar’da bulunan alüminyum nasıldır?

Genelde bulunan içerikler şöyledir: Aluminyum, Zicronium, Tetrachorohydrex Glycine

Fonksiyon: Bu bileşenler vücudumuzdaki gözeneklerle bağlantıya geçmek için tasarlanmıştır. Bu doğrultuda terlemeyi azaltmak için deri üzerinde ince jelatin tıkaçlar oluşturuyorlar. En son araştırmalar Alzheimer ile bir bağlantısı olmadığını gösteriyor.

Deodoranlarda kullanılan alüminyum nasıldır?

Genelde bulunan içerikler şöyledir: Bentonite, Kaolinite

Fonksiyon: Bunlar doğal olarak kilde bulunurlar. Özelliklerde deodoranların yapılarındaki çözücüleri gözeneklerimize iyice girmeleri için küçültmeye yarıyorlar. Bu bileşenin de Alzheimer hastalığıyla bağlantısını kanıtlayan güncel herhangi bir çalışma bulunmuyor.

IMG_20150609_114140

-Kendi kendime alüminyum ve diğer zararlı kimyasallar içermeyen deodoran yapabilir miyim?

İşte size kolaltlarınızda iyi iş çıkaracak ufak bir formül;

Koku giderici özellikliğile bilinen karbonatı Hindistan cevizi yağı ile karıştırın. Kıvamlı bir şey olmalı. Bunu cam, kapaklı bir kutunun içine koyun. Geniş, kısa kabuki fırçaları ile aynı makyaj yapar gibi ilgili bölgeye uygulayın. Karışımı buzdolabında da saklayabilirsiniz. Bunu sık sık uygulamak gerekiyor ama karbonatın kokuyu engellediği su götürmez bir gerçek.

-Piyasada kimyasal içermeyen deodoran bulunuyor mu?

Elbette çeşitli markalara ait bu tarz ürünler mevcut. Burada önemli olan kokmamak ama bunu engellerken terlemeyi de durdurmamak. GNC ve birçok başka markaya ait kaya tuzları bu işe yarıyor. Kokusuz olan kaya tuzu az biraz ıslatılarak kol altlarına sürülüyor, kokmuyor ama terliyorsunuz.

PhotoGrid_1433844817852
Sağdan sola: Crystal Kaya tuzu, Crystal likit deodoran, GNC Naturally Fresh kaya tuzu
PhotoGrid_1433844949892
Dessert Essence , Bioderma, Tom’s markalarının alüminyum içermeyen deodoranları bulunuyor.

 

 

 

More from g_yayinda_g_yayinda
YORGUN GÖZ ALTLARINA SON
30’lu yaşlardan sonra cildin kendini yenileme süreci yavaşlıyor ve cilde dolgunluk veren...
Read More
Leave a comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir