Termal su spreyi kavramıyla bizi ilk tanıştıran, bakım rutinimizin önemli bir parçası yapan Eau Thermale Avène’, bu yıl 30. Yaşında. Bu özel yaşa istinaden modern cilt bakımında kendisine neden ihtiyaç duyduğumuzu, etkilerini ve faydalarını yıllardır kullanan biri olarak anlatmak istedim. Hikayesini duyunca daha da seveceğinize eminim…
Editör: Gözde Atakoğlu
Madem bu yıl özel bir yaş kutlanıyor o halde Eau Thermale Avène’in kısaca doğum hikayesine göz atalım zira hikayeler değil midir her şeyi daha da anlamlı yapan.
Hikaye taa 1736 yılına, Fransa’nın Avène isimli küçük kasabasına dayanıyor. Kasabasının sahibi olan Marquis de Rocozel cilt hastalığı nedeniyle yara bere içinde olan atını, bulaşıcı bir hastalığı olduğunu sandığından serbest bırakmasıyla. Fakat ölüme terk ettiği at bir zaman sonra sağlıklı bir şekilde karşısına çıkıyor. Atını takibe alarak gün içerisinde bir su kaynağının içine girip çıktığını oradan su içtiğini gözlemliyor. Sonrası mı?
İdealist ve öngörülü biri olan Rocozel atın keşfettiği bu şifalı sudan halk da yararlansın diye iki havuz yaptırıp kullanıma açıyor. İşte Eau Thermale Avène’in hikayesi böyle başlar. Şifalı suyun yatıştırıcı, tahriş giderici ve iyileştirici etkileri kısa sürede ünlenir. Hatta 1871 yılındaki büyük Chicago yangını sonrası Amerika ağır yanıkları olan hastaları Avène Termal Su’yu ile tedavi ettirir. Şifalı suyun ünü kıtaları aşmaya başlar.
Şifalı sulardan dermokozmetiğe
Hikaye, Avène kasabasında keşfedilen termal su üzerine, bir eczacı ve aynı zamanda botanikçi olan Mösyö Pierre Fabre’ın tam 30 yıl önce hidroterapi merkezi inşaa etmesiyle de günümüze kadar geliyor. Bu arada Pierre Fabre, bir eczacı olarak yazdığı formülleriyle kozmetikten çok daha farklı, iyileştirici gücü olan ürünler yarattığının altını çizmek için ‘dermokozmetik’ lafını ilk kullanan isim. Anlayacağınız Eau Thermale Avène’in hikayesinde birçok anlamda tarih yatıyor.
Dermatolojiye adanmış bir hidroterapi merkezi
Tüm sırları bugün bile henüz keşfedilememiş olağanüstü mineral zenginliğe sahip olan bu eşsiz ve saf su, saatte 70 bin litrelik bir ritimle kaynağından fışkırırken üzerine kurulu Avène Hidroterapi merkezi de her yıl dünyanın dört bir yanından gelen binlerce hastayı ağırlayarak sayesinde hassas ve tahriş olmuş ciltleri tedavi ediyor.
Neden Kullanmalı?
Gelelim Eau Thermale Avène spreyi neden kullanmamız gerektiğine. Termal suyun ne kadar özel olduğunu, mineral zengini olduğunu artık biliyoruz. Cilt tipiniz ne olursa olsun, sakin bir cilt üzerine sürdükleriniz çok daha fayda sağlar. Eau Thermale’i kim, neden kullanmalı kısaca listeledim;
-Cildin pH dengesini bulmasına yardımcı oluyor. Özellikle güneş sonrası cildi yatıştırmak, yanıkları rahatlatmak için ideal.
– Yazın buzdolabında tutabilirsiniz, bu cildi rahatlatırken sizin de ekstra ferahlamanıza yardımcı olacaktır.
– Makyaj sonrası için sabitleyici olarak işe yarayacaktır, tıraş sonrası ve makyaj öncesi de cildin yatışması için kullanabilirsiniz.
-Sadece hassas ciltler için değil, akne, oral isotretinoinin tedavisi sonrası, atopik dermatit, psöriyazis, egzama durumlarında da bakım sağlar.
-Ağda-epilasyon, kimyasal peeling gibi uygulamalardan sonra da cildi sakinleştirmek ve rahatlatmak konusunda bir uzman. Hatta bebek poposu isilik olduğunda da denemenizi öneririm.
-Spordan sonraki kızarıklık, soğukta oluşan kırmızılık, seyahat sırasındaki tazelenme hissi için de kendisi birebir.
ÇANTAMDAKİ UZMANLAR
Marka, sadece Eau Thermale Avène spreyde değil, yarattığı her ürünün ve her formülasyonunun içerisinde eşsiz termal suyu kullanıyor. Bundan yola çıkarak bu yaz Avène’den tatil çantasına girebilecek önerileri listeledim, işinize yarayacağına eminim…
1. Eğer bu yaz tatilinden cildinizde en az hasarla dönmek istiyorsanız o halde koruma kadar onarıcı bir bakım ürünü de kullanmalısınız. İçerisinde antioksidan zengini yoğun E vitamini, cildin yapılanmasına yardımcı pro-vitamin C ve cildin elastikiyetini artıran retinaldehitler bulunan A-Oxitive serumun, cilt tipiniz ne olursa olsun kesinlikle sizinle tatile gelmesi gerekiyor.
2. A-Oxitive serisine ait göz kremi de en az serumu kadar etkili. Hem gündüz hem de gece kullanabilirsiniz. Antioksidan içeriği ile güneşin zararlı tüm etkilerinden hassas göz çevresi koruyacak nitelikte bir krem.
3. Tüm cilt tiplerine göre uyum sağlayan B-protecet yüksek koruma sağlayan bir krem, en önemli özelliği sürüldüğü anda cilt rengini alır, eşitlenmiş ışıltılı bir görünüm yaratır. Mutlaka çantanda yerini almalı!
4. Güneşten korurken aynı zamanda yaşlanma karşıtı bakım da sunuyor. Cilte beyazlık bırakmadan en yoğun filtrelerle hem UVA hem de UVB’ye karşı koruma sağlıyor.
5. Çantanızda ayrıca uzun süreli güneşe maruz kalan ciltlere, açık havada spor aktivitesi yapanlara tere ve suya dayanıklı SPF 50 koruma faktörü ile uzun sürekli koruma sağlayacak bir krem koymalısınız.
6. Yağlı bir cildiniz varsa vazgeçemeyeceğiniz bir önerim olacak. SPF 50 güneş korumaya sahip, ciltte ağırlık yaratmayan, anında emilen koruyucu krem Cleanance Solaire, lekeleriniz varsa bunun ciltte homojen bir görünüm yaratan renkli versiyonu da mevcut. Denemelisiniz!