Bağlanma Stiliniz Romantik İlişkinizi Nasıl Etkiliyor?
İlişkilerinizde hep tekrarlayan bir şeyler olduğunu fark ettiğiniz oldu mu? Kendinizi benzer bir durumda, o tanıdık hisle bulduğunuz; partnerinize ulaşamadığınızda yüzlerce mesaj bıraktığınız veya istemediğinizi düşünüp bir türlü gerçek bir ilişkiye adım atamadığınız? İşte bağlanma stilinizi bilmek tüm bu sorulara cevap ararken, ilişki dinamiklerinizi anlamlandırmaya çalışırken size bir ışık tutabilir.
John Bowlby tarafından ortaya konulan ve anne-bebek çalışmalarını temel alan bağlanma teorisi bize gösteriyor ki erken dönemdeki ebeveynlerimizle veya bize bakım verenlerle olan deneyimlerimiz yetişkinlik yıllarındaki romantik ilişkilerimizi de etkiliyor. Yani aslında bağlanma stilimizin temelleri yaşamımızın erken dönemlerinde atılıyor ve hayatımız boyunca sürüyor.
Peki Bağlanma Stilinizi Anlamak Neden Önemli?
Bağlanma stilimiz; partner seçimimizden, nasıl ilişkiler kurduğumuza ve hatta ilişkilerimizi nasıl sonlandırdığımıza kadar etkili. Tam da bu noktada bağlanma stilimizi bilmek, nasıl ilişkilendiğimizi anlamak için oldukça önemli. O halde Bağlanma Stillerinin neler olduğuna bakalım…
Güvenli Bağlanma:
Güvenli bağlanmaya sahip bireyler kolaylıkla duygusal yakınlık kurabilir ve partnerlerine güvenebilirler. Partnerleriyle hem yakınlık kurup hem de ilişki içerisinde bağımsız kalabilirler; genelde ilişkileri uzun süre devamlılık gösterir. Duygularını ve ihtiyaçlarını kolayca ifade ederler, partnerleri ile ilgili güvenli ve bağlı hissederler. İlişkileri ile ilgili memnun olma eğilimindedirler.
Saplantılı Bağlanma:
Saplantılı bağlanmaya sahip bireyler ilişkilerinde fazla yakınlık, ilgi arayışı ve sürekli terk edilme korkusu deneyimlerler. İlişkide gerçekten sevilip sevilmediklerini, kendilerinin sevilecek biri olup olmadığını sorgularlar. Hep bir samimiyete ihtiyaç duyarlar; fakat partnerlerinin gösterdiği samimiyet yeterli gelmez. Partnerlerinin duygularından emin olmadıklarında ve ilişkilerinde güvensiz hissettiklerinde, partnerlerine karşı talepkar, sahiplenici veya yapışkan olurlar. Partnerlerinin davranışlarını kendi korkularının teyidi olarak yorumlayabilirler. Örneğin partnerleri arkadaşlarıyla daha fazla sosyalleşmeye başladığında ‘’Gördün mü? Beni gerçekten sevmiyor, benden ayrılacak, ona güvenmemekte haklıydım’ ’gibi düşünebilirler.
Kayıtsız Bağlanma:
Kayıtsız bağlanma stiline sahip bireyler duygusal olarak partnerlerini kendilerinden uzak tutma eğilimindedirler. İlişkiler onları boğucu hissettirebilir. Yoğun duygusal durumlarda bile duygularını yok sayabilir ve tepki göstermeyebilirler. Örneğin partnerleri ile sıkıntılı bir durum yaşadıklarında veya ayrılık gündeme geldiğinde ‘’umrumda değil’’ cevabı verebilirler. Bağımsızlıklarına çok fazla değer verirler ve kendi kendilerine yeteceklerini düşünürler; bu noktada da ilişki bağımsızlıkları için bir tehdit anlamına gelebilir.
Korkulu Bağlanma:
Korkulu bağlanmaya sahip bireyler bir yanlarıyla yakınlık kurmak isteseler de bir yanlarıyla partnerine güvenmekten korktukları için ilişki kurmakta zorlanırlar. Kendilerini çok fazla duygusal inişli çıkışları olan ilişkilerde bulabilirler. Karşı tarafın onları inciteceğinden korktukları için güvenmekte zorlanırlar. Yakınlaşmak için mücadele etseler de terk edilme korkuları da vardır; duygusal fırtınalar yaşarlar.
Bağlanma Stilim Değişebilir mi?
Yapılan çalışmalar gösteriyor ki her ne kadar kolay bir süreç olmasa da güvenli bağlanma kazanılabilir; güvenli bağlanma stiline sahip bir partnerle uzun süreli bir ilişki deneyimleyerek veya bir terapistle çalışarak…
Yazar: Uzman Klinik Psikolog Naz Töz