Anneliğin ilk bir kaç haftasının dünyanın ekseninin tamamen yer değiştirdiği bir dönem olduğunu gördüm. O ilk değişim döneminin içinden geçmekte olan bir çekirge olarak ne kadar kafa karıştırıcı olduğunu biliyorum, şu anda değişimin ta kendisiyim…
Bir yandan uykusuz, korku dolu ve yetersiz hissediyorum. “Bundan sonra hayat böyle mi?” sorusunu sormadan edemiyorum. Bir yandan da hayatın mucizesine hayran kalıyorum. Her gün yeni bir macera yaşıyorum. Ona tarifsiz bir sevgi ve şefkat duyuyorum ve kendimi hiç olmadığım kadar güçlü hissediyorum. Yani anneliğin ilk haftaları eşittir kafa karışıklığı diyebilirim!
Ben iyi bir anne olabilmek için önce kendimi iyi hissetmem gerektiğini anladım. Tuttum lohusa kendimi elinden ve ben de varım dedim!
Bir lohusanın not defteri!
Benim gibi lohusa olanlar bir de bunu pandemide yaşayanlar için minik bir öneri listesi…
- Kişisel bakımın önemi!
Sadece 5 dakikalığına bile olsa banyoya giriyorum. Akan suyun altında hızlıca atıyorum üzerimdeki yükü. Mis gibi hissediyorum kendimi.
Akıllı ve pratik ürünler kullanır oldum. Hani tek bir ürünün pek çok işe yaradığı, kullanımı rahat ürünlerden bahsediyorum. İlk sırada cilt bakım spreyleri geliyor. Tek bir “Fıs” ve anında capcanlı bir cilt! Yoğun nemlendirme özelliğine sahip mist’ler gün içerisinde aklıma geldikçe ekstra kurumaya yüz tutmuş lohusa cildime çok iyi geliyor. Özellikle gül suyu içeren mist favorim. İçeriğindeki gül yağının frekansı çok yüksek olduğu için modumu da anında yukarı çekiyor.
Ve elbette şipşak maskeler kurtarıcım oldu. Uykusuz bir gecenin ardından 5 dakikalık göz altı maskesi veya haftada 1 veya 2 kez arındırıcı ve canlandırıcı bir maske cildimdeki yorgunluk izlerini minimuma indirmeye yetiyor. Ne kadar su içersem içeyim cildimde emzirmeye bağlı bir kuruluk da söz konusu hidrojel nem maskeleri de bu anlamda kurtarıcım oldular.
Nefes almanın kıymeti!
Hava ne kadar soğuk olursa olsun, her gün en az 10 dakika dışarı çıkıyorum ve nefes alıyorum. Yanlış anlamayın meditatif bir şekilde değil. Sade ve sadece sokağın havasını içime çekmek için. Sonra etrafımda gördüklerime bakıyorum ve biraz farklı şeyler düşünmeye çalışıyorum. İnsanlar ne giymiş, havada pus mu var, şu arabanın tekerlekleri mi sönük filan gibi boş şeyler. Ay sonra da bir bakıyorum bir kedi yavrulamış! İnanılır gibi değil, geri dönüyorum anne kimliğimin içine. Her bebek ve her anne farklıdır. Dolayısıyla herkes bu dönemi farklı versiyonlarda yaşıyor. Bazı günler de hiç ben de varım demek gelmiyorsa içinden, bu da ok! Kendini çok yalnız hissettiğini biliyorum sevgili lohusa, buna bir çarem yok ama bil ki seni seviyorum.
Gerçek bir iksir: SU
Hepimiz için en kıymetli ama bir lohusa için elzem. Su bedeninize ve cildinize şifa oluyor, miniğinize de can oluyor. Ben olayı şu şekilde çözdüm; günde ortalama neredeyse 5 litre su içiyorum. Evin farklı yerlerine 600 ml büyüklüğünde cam şişeler koydum. Emzirme koltuğunun yanına yere 4 tane koydum ki gece kalktığımda su telaşım olmasın, elimi attığım yerde bulabileyim diye. Hazırda olunca içiyor insan, bu arada su içmeye teşvik eden applikasyonlar gün içerisinde uyarı yollaması da oldukça etkili.
Bebeği emzirirken cam kullanmak isteyemenler için yumuşak katlanabilir mataralar da harika bir seçim.
Hızlı olmalıyım!
Banyo vakti
Bebekler için en önemli şeyin günlük rutin olduğu söyleniyor. İlk doğduklarında gündüz ve geceyi birbirinden ayırt edemedikleri için bunu minik rutinleri tekrarlayarak onlara öğretmek gerekiyor. Mesela geceleri fısıldayarak konuşmak, mesela sabahları perdeleri kocaman açıp aydınlık ortamlarda uyutmak ve akşam rutinine geçerken hızlı bir banyo yaptırmak.
Bebeklerin her gün banyo yapması onları yatıştırırmış. Özellikle kolik bebekler için önerilen günlük banyo, su doldurulmuş kovaya bir batıp çıkmak kadar kısa bile olabiliyor. Ben küveti tercih ediyorum.
İtiraf etmeliyim ki ilk günlerde bu banyo işi beni korkutuyordu. Su çok mu sıcak, oda çok mu soğuk, ay aç karına mı yıkayalım tok karnına mı, kulağına su mu kaçtı gibi minik dehşet anları yaşıyordum. Sonra canım arkadaşlarımdan bir tanesi dedi ki; “Deko, sakın korkma! Deneyerek öğreneceksin ve bunun gibi her korkunun üzerine gideceksin.”
Şimdi o kadar çok alıştım ki, günün en sevdiğim olaylarından biri banyo saati oldu! En büyük yardımcılarımı da yazmadan geçemedim…
Ayaklı bebek küveti
Çünkü beliniz kopar ve iki büklüm bir yaşama mahkum değilsiniz…
Şampuan
Her gün banyo ritüeli olsa bile sadece haftada 1 veya 2 kere şampuanla banyo yapılıyor. Favorimizde mustela oluyor.
Doğal deniz süngeri
Yumuşacık bir tene yumuşacık bir sünger dokunabilir ancak. Tabii ki vücudunu ellerinizle de yıkayabilirsiniz ama ben sünger insanıyım. Sadece ilk banyoda, alışırken yabancı bir cisim onu rahatsız etmesin diye ellerimle sabunlamıştım.
Doğru dereceyi bulmak
İlk başta en basitimnden bir derece almıştım fakat sonra “38 mi yazıyor 39 mu?”, “Bu şey doğru ölçer mi?” derken buldum kendimi. Sonunda elektronik bir su termometresi aldım. Hem odayı hem suyu ölçebildiği için de bir taşta iki kuş vurmuş oldum.
Bu arada, en iyi termometre dirsektir arkadaş! Sana iyi geliyorsa, o su iyidir. Nokta.
Minik masajlar
Banyo sonrası minnoş bir bakım seansı yapmadan bırakmıyorum tabii ki. (Eyvah! Bir güzellik meraklısı daha yetişiyor.) Çoğunlukla soğuk sıkım doğal hindistan cevizi yağı kullanıyorum. Minicik bir miktarı elimde ısıtıyor ve tüm vücuduna yediriyorum – popiş hariç.
6. Yumuşacık, mis kokan popolar aşkına
Bakım yağlarını gerçekten çok seviyorum. Hem besleyici hem de natürel oluşlarının yanı sıra mis kokuları beni cezbediyor. Mis gibi temiz bir popo da mis gibi besleyici bir bakım hak eder diyor ve doğal olandan şaşmıyorum.
7. Güvendesin bebeğim
Banyo vaktinin en ama en vazgeçilmezi köpüklü banyo filesi! Özellikle de benim gibi korku dolu bir çekirge için. Hem ben rahatça kendime güvenerek hareket edebiliyorum hem de bebeğim Kleopatra edasıyla banyo keyfi yapıyor.
Aklınızda olsun!
Minik mucizelerimizin büyüme atakları üç aşağı beş yukarı her çocuk için aynı dönemlere denk geliyor ve tabii hepimiz için olduğu gibi onlar için de değişim biraz sancılı geçebiliyor.
Harika haftalar / The Wonder Weeks isimli applikasyon büyüme ataklarını takip etmeye ve onları anlamaya yarıyor. Özünde bu uygulama bir kitaptan yola çıkmış. Her sıçrama dönemi açıp okunacak minik bir ansiklopedi değerinde kitaplığınızda bulundurmanızı tavsiye ederim, zira uygulamaya kıyasla daha detaylı bilgi içeriyor.